18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/1031 Karar No: 2014/8458 Karar Tarihi: 08.05.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/1031 Esas 2014/8458 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mersin 3. Aile Mahkemesi'nde bir dava görülmüştür. Davacı, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve gerçek babanın tespit edilmesini istemiştir. Mahkeme, davayı kabul etmiştir. Ancak Yargıtay, davalıların kayıtlarının yanıltıcı olduğunu belirterek, gerçek ananın ve babanın tespiti için DNA testi yaptırılması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca çocuk ile ana arasındaki soybağının doğumla kendiliğinden kurulacağı ve gerçek ananın tespiti hakkındaki davanın da nüfus davası olduğu, 285/1 maddesine göre babalık karinesinin doğum tarihine göre uygulanamayacağından, babalığın tespiti niteliğindeki davalar için 301. ve devam maddeleri geçerlidir. Mahkeme, yeterli araştırma yapmadan yazılı şekilde hüküm verdiği için karar bozulmuştur. Detaylı kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 282, 285/1, 301/son maddeleridir.
Dava dilekçesinde, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve babalığın tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Davacı kayıtlarda baba ve anası olarak görünen kişilerin dayısı ve yengesi olduğunu, gerçek anasının F.. Ç.., babasının Halil İbrahim Çıkan olduğunu belirterek kayıtların düzeltilmesini istemiştir. Olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. Davacının iddiasının kabulü halinde davalılar Mehmet ve Sabiha üzerinde oluşturulan kaydın idare yanıltılmak suretiyle oluşturulması nedeniyle nüfus davası niteliğinde olduğu,Türk Medeni Kanunu"nun 282. maddesi uyarınca çocuk ile ana arasındaki soybağının doğumla kendiliğinden kurulacağı ve gerçek ananın tespiti hakkındaki davanın da nüfus davası olduğu, davacının doğum tarihine göre aynı Yasanın 285/1 maddesine göre babalık karinesi uygulanamayacağından, davalı Halil İbrahim hakkındaki davanın aynı Yasanın 301. ve devamı maddeleri uyarıca babalığın tespiti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu"nun kararları uyarınca (Y.H.G.K.28.09.2005 gün 2005/2-572-551 ve 07.03.2012 gün 2011/2-775 E 2012/116 K sayılı kararları) davanın aile mahkemesinde görülmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak mahkemece davanın kamu düzenini ilgilendirmesi bakımından kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın soybağını doğru olarak tespit etmek zorundadır. Somut olayda, salt taraf beyanları ile yetinilmeyip, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılması, davanın Türk Medeni Kanunu"nun 301/son maddesi uyarınca Cumhuriyet savcısına ve Hazineye ihbar edilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde idareyi de işlem yapmaya zorlayacak nitelikte ve yasaya aykırı olarak çocuğun ana hanesinde bırakılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.