22. Hukuk Dairesi 2017/538 E. , 2017/2175 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket bünyesinde ... ... Merkez Şubesinde nitelikli eleman-sekreterya görevlisi olarak 01.08.2007 tarihinde işe başladığını, geçerli bir fesih sebebi olmaksızın davacının iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini, fesih gerekçesi olarak belirtilen işe sürekli geç gelme, eksik iş yapma, telefonun özel kullanılması, sürekli evrakların kaydedilmemesi vb. iddiaların gerçek dışı olduğunu ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, sigorta kayıtlarında davacının işvereni davalı şirket görülse de davacının işvereninin diğer davalı ... Başkanlığı olduğunu, davacının çalıştığı ... ... Hizmet Merkezi Müdürlüğünde ihale ile çalıştırdıkları işçiler üzerinde tasarruf yetkisinin davalı şirkette olmadığını, davacının yapmakta olduğu iş nazara alındığında İş Kanunu 2. maddesi mucibince işverenin ... Başkanlığı olduğu hususunun tartışmasız olduğunu, davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacının iş sözleşmesinin işverenin güvenini kötüye kullanması nedeniyle davalı şirket tarafından feshedildiğini, feshin geçerli nedene (ayrıca haklı nedenle) dayandığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davalı ..."in ihtiyaç duyduğu hizmet konusunda ihale yaptığını ve ihaleyi kazanan firmaların kendi bünyelerinde çalıştırdıkları personel ile ihale konusu hizmeti sağladıklarını, davacının davalı şirketin çalışanı olduğunu, davalı şirketin personel seçiminde ..."in bir müdahalesi bulunmadığını, sadece davalı şirket tarafından sunulan listeyi onaylama yetkisi bulunduğunu, iş sözleşmesinin devamı ve feshi ile ilgili tasarruf hakkının davalı şirketin yetkisinde olduğunu, davalı kurumun sadece ihaleyi kazanan firmaya iş ve işlemleri nedeniyle bir sıkıntı oluşturan personelin değiştirilmesini talep yetkisi olduğunu, davacının Hizmet Merkezi Müdürlüğünde yaptığı işin evrak sistemini yönetmek olduğunu, yaptığı işin süre ve ehemmiyeti bakımından her an kontrol edilmesi ve kısa sürede yapılması gereken bir iş olduğunu, aynı zamanda fazla zaman ve uzmanlık gerektirmeyen bir iş olduğunu, buna rağmen davacının gelen evrakları geç kayda alarak kurumun faaliyetlerinin aksamasına sebep olduğunu, defaten bu hareketleri nedeniyle evrak yönetim sistemiyle ilgili sıkıntılar olduğunu, müdür vekili tarafından birçok kez uyarılmasına rağmen söz konusu davranışların devam ettiğini, bunun yanında davacının kurum telefonunu şahsi olarak kullandığnı, kurumu zarar uğrattığını, keza zamansız ve sınırsız şekilde izin kullanmakla ve gerekçesiz mazeretlerle kurumun işleyişini aksattığını, davacının çalışma arkadaşları ile sürekli tartışma yaşadığını, sürekli işe geç geldiğini ve yine işin aksayışını engellediğini, belirtilen birçok sebeple işini aksatan davacının teknik şartnameye dayanarak değiştirilmesini talep etmenin Hizmet Merkezi Müdürlüğünün en tabi hakkı olduğunu, işten çıkarmanın tamamen yüklenicinin tasarrufunda olan bir durum olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, kamu kurumu niteliğindeki davalı işyerinde feshin sadece soyut tanık beyanlarına göre kanıtlanmasının mümkün olmadığı, davalı tarafça geçerli bir fesih yapıldığı olgusu ispatlanamadığından feshin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının ..."deki işe iadesine karar verilmiştir.
Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık feshin geçerli olup olmadığı ve davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davalılar arasında imzalanan ve 01.01.2013-31.12.2013 tarihleri arasında yürürlükte olan 2013 yılı nitelikli eleman ve yardımcı eleman hizmeti alımına ait sözleşmesinin 5. maddesinde yapılacak iş, ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."de bulunan Hizmet Merkezi Müdürlüklerine 38 adam üzerinden 12 (on iki) ay hizmet alımı olarak belirtilmiştir.
Hizmet alım sözleşmesinin eki teknik şartnamede nitelikli hizmetler, ... desteklerinin uygulanması sürecindeki bilgilendirme hizmetleri, sinerji odaklarında ... faaliyetlerinin tanıtımı ve yürütülmesi ile ilgili hizmetler, teknik, idari ve mali konulardaki hizmetler, yardımcı hizmetler ise; veri işleme ve otomasyon hizmetleri, birim fonksiyonları ile ilgili yardımcı hizmetler, laboratuvar teknisyenliği, sekretarya hizmetleri olarak belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davacının hizmet alım sözleşmesinin eki teknik şartnamede, yardımcı hizmet olarak belirtilen sekretarya hizmetlerinde çalıştığı, davalılar arasında yapılan sözleşme şartları incelendiğinde davalı kurumun yardımcı işlerini alt işverene vermesi 4857 sayılı Kanun"un 2/6-7. maddesi uyarınca mümkün olduğu ve davalılar arasında muvazaalı bir ilişkinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 31.12.2013 tarihli ihtarname ile, işverenin güvenini kötüye kullanma niteliği taşıyan davranışlarının (sürekli işe geç gelmesi, işini sürekli eksik yapması, idari telefonları özel işlerinde kullanması, süreli evrakları kaydetmesi v.s.) tespit edildiği gerekçesiyle İş Kanunu 25/II-e maddesi gereğince feshedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı tanığı ... ile davalı tanıklarının beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre davacının sürekli olarak işe geç geldiği ve görevini gereği gibi yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Davacının hizmet süresine ve yaptığı işin niteliğine göre bu eylemleri gerçekleştirmesi iş akışını bozucu niteliktedir. Artık işverenden iş ilişkisini devam ettirmesi normal ölçülerde beklenemez. Fesih geçerli sebebe dayanmaktadır ve davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 31,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,20 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı ..."ın yaptığı 70,00 TL ile davalı ... Temizlik Orman Ürünleri Ltd. Şti"nin 80,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.980,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 14.02.2017 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.