19. Hukuk Dairesi 2015/5633 E. , 2015/14916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı bankanın, davacı müvekkili aleyhine kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesine dayanarak yaptığı icra takiplerinin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, dava konusu sözleşmede kefilin çek yapraklarının zorunlu tutarlarının depo edilmesine ilişkin bir taahhüdü olmadığını, henüz keşide ve ibraz edilmemiş çek depo tutarı talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, icra dosyalarından davalıya ödenen paranın istirdadına ve davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş; daha sonra davacı vekili, ıslah yolu ile talebini 20.896,50 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili ise, davacının kendisine gönderilen hesap kat ihtarnamesine ve ödeme emirlerine itiraz etmediğini, takiplerin kesinleştiğini, davacının, dava dışı şirketin tüm kredilerine müşterek ve müteselsil kefil olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, çeklerin sorumluluk tutarlarının ödenerek nakdi alacağa dönüştüğüne dair belgenin bulunmadığı, dava konusu sözleşmelerde davalı bankanın, istediği takdirde çek sorumluluk bedellerinin ödenmesini talep edebileceğine ilişkin açıkça yetki veren bir hükmün bulunmadığı, ödemenin kanıtlanmadığı ve sözleşmede hüküm de bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 10.000,00 TL nin dava tarihi, 20.896,50 TL nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektiğiri sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- İİK 72/7 maddesi uyarınca takibe itiraz etmiş olan borçlu , borçlu olmadığı paranın tamamını ödemek zorunda kaldığı tarihten bir yıl içinde umumi hükümler dairesinde genel mahkemeye başvurarak istirdat isteminde bulunabilir. Davacı 31.12.2012 tarihinde ödeme yapmış, 29.01.2013 tarihinde iş bu istirdat davasını 10.000 TL talepli olarak açmış, ardından 15.10.2014 tarihinde ıslah yolu ile talebini 20.896,50 TL"ye arttırmıştır. Dolayısıyla ıslah tarihi itibari ile yasadaki 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu re"sen gözetilerek , davacının ıslah ile talep ettiği tutarın reddi gerekirken kabul kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.11.2015 günü oybirliği ile karar verildi.