Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/6754 Esas 2020/6483 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/6754
Karar No: 2020/6483
Karar Tarihi: 11.06.2020

Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/6754 Esas 2020/6483 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararda, sanık hakkında üç kez kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükümleri kurulmuş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş. Ancak denetim süresinde kasıtlı bir suç işleyen sanık hakkında yapılan ihbar üzerine sadece bir hüküm açıklanmış, diğer hükümlerin açıklanıp açıklanmayacağı belirsizliğini korumuş. Kararda yanlış uygulamalar tespit edilerek, sanığın hükümlerinin bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 1412 sayılı CMUK'un 326/2. maddesi
- 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nin 50/1-d maddesi
- Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği'nin 60/2. maddesi
- 5271 sayılı CMK'nın 232/2-b maddesi
- 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi
3. Ceza Dairesi         2020/6754 E.  ,  2020/6483 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kasten yaralama
    HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sanık hakkında mağdurlar ..., ... ve..."a karşı kasten yaralama suçundan kamu davası açıldığı ve üç kez mahkumiyet hükmü kurularak, bu hükümler hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, denetim süresinde kasıtlı bir suç işleyen sanık hakkında yapılan ihbar üzerine her üç mahkumiyet hükmünün de açıklanması gerekirken, sadece bir hükmün açıklandığı, diğer hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak açıklanıp açıklanmayacağı hususlarının ayrıca değerlendirilmesi gerektiği belirlenerek, tek yaralama eyleminden kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin yapılan incelemede;
    1) 18.02.2016 tarihli 4. celsenin ara kararında duruşmanın 22.03.2016 tarihine bırakıldığı belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemede hazır olan sanığın savunmasını yaptığı gerekçesiyle, 25.02.2016 tarihinde resen duruşma açılarak karar verilmesi suretiyle 1412 sayılı CMUK"un 326/2. maddesine aykırı davranılarak müdafii huzurunda savunması alınmadan karar verilmesi,
    2) Sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 231/11. maddesi gereğince hükmedilen hapis cezasının aynen açıklanması ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı TCK"nin 50/1-d maddesi gereğince seçenek tedbire çevrilmesine karar verilmesi,
    3) 5237 sayılı TCK"nin “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50/1-d. maddesinde, “Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama süresinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlemesindeki özelliklere göre; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya, çevrilebilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan maddedeki, “belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklama” seçenek tedbirinin içeriğinin, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 60/2. maddesinde “Gidilmesi yasaklanan belli yerler; sanığın suç işlemesinde, suça yönelmesinde, zararlı alışkanlıklar edinmesinde, bağımlılık yapan maddeler kullanmasında çevresel, psikolojik, sosyal, ekonomik etkisi bulunan veya sanığın yeniden suç işlemesini tetikleyecek yerleri ifade eder” şeklinde açıklandığı nazara alınarak, sanığa tayin edilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı ceza seçenek tedbire çevrilirken, kanun koyucunun amacına uygun, akla ve mantığa aykırı olmayan, tarafları tatmin edici, infazı olanaklı ve denetime elverişli bir seçenek tedbire hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, gerçekleştirilen eylemle herhangi bir bağlantısı bulunmayan "5 ay süre ile Reyhanlı ilçesinde bulunan kahvehanelere gitmekten yasaklanma" şeklinde seçenek tedbire çevrilmesi,
    4) Gerekçeli karar başlığında mağdurların adı ve soyadı yazılmayarak 5271 sayılı CMK"nin 232/2-b maddesine aykırı davranılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 11.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.