Hukuk Genel Kurulu 2020/583 E. , 2020/1023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü.
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; 16.07.2008 tarihinden itibaren dava dışı Klima Plus A.Ş’de reklam ve halkla ilişkiler sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, davalının ise aynı şirkette reklam ve halkla ilişkiler müdürü olarak çalıştığını, davalının müvekkiline psikolojik baskı uyguladığını ve eyleminin psikolojik taciz niteliğinde olduğunu, 2013 yılı Nisan ayında üzerine yürüyüp diğer çalışma arkadaşları arasında “ben senin o kuş beyninin içinden neler geçtiğini bilmiyor muyum sanıyorsun” şeklinde hakaret ettiğini ileri sürerek 10.000TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davada iş mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın işverene karşı açılması gerektiğini, müvekkili tarafından davacıya psikolojik taciz uygulanmadığını savunarak davanın görev, husumet ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. İstanbul Anadolu 3. Asliye HukukMahkemesinin 19.04.2016 tarihli ve 2015/45 E., 2016/112 K. sayılı kararı ile; olayın görgü tanığı ..."in 26.01.2016 tarihli celsedeki beyanına istinaden, 2013 yılı yaz ayları içinde mesai saatinin sonuna doğru davacı ve davalının tartıştıkları, davalının davacıya ""kuş beyinli ben senin aklından geçenleri bilmiyor muyum"" şeklinde hakaret ettiği sonucuna varıldığı, ancak davalının davacıya sürekli psikolojik baskı uyguladığı iddia edilmişse de dinlenen tüm tanık beyanlarına göre bu eylemlerin olmadığı, davalı taraf her ne kadar husumet itirazında bulunmuşsa da hakaretin davalı tarafından yapıldığı ve davalıya husumetin yöneltilmesinin doğru olup, husumet itirazının yerinde olmadığı, tarafların mali ve içtimai durumları, davacının olaydan duyduğu üzüntü, olayın oluş şekli dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 1.500TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. İstanbul Anadolu 3. Asliye HukukMahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 07.11.2018 tarihli ve 2016/11022 E., 2018/6687 K. sayılı kararı ile;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile “…Dosya kapsamından; davalının, davacının amiri konumunda olduğu, aralarında yaşanan tartışma sonrasında davalı tarafından davacıya yönelik sarf edildiği iddia edilen "Ben senin o kuş beyninin içinden neler geçtiğini bilmiyor muyum sanıyorsun!" şeklindeki ifadenin esasen değer yargısı mahiyetinde olduğu, kaba ve incitici olmakla birlikte davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı kabul edilmelidir. Şu durumda; manevi tazminat isteminin tümden reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesiyle kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Direnme Kararı:
9. İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.10.2019 tarihli ve 2019/2 E., 2019/247 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeler tekrar edilerek ve “…dinlenen tanıkların huzurunda sarfettiği ifadelerin değer yargısı mahiyetinde olması sadece kaba ve incitici olarak değerlendirilemez. Tarafların dayanak sözlerin sarfedildiği ortamın iş ortamı olması ve tarafların iş yerindeki statüleri gözetildiğinde davacının Türk Medeni Kanunu"nun 24-25.maddesi ile korunan kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve TBK 58. maddesinde somutlaşan manevi tazminatın koşullarının oluştuğu…” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; eldeki davada manevi tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; mahkemece ilk kararda direnilerek 1.500TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi karşısında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3.maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesi gereğince 2019 yılında mahkemelerce verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 3.200TL’yi geçmesi gerektiğinden davalı vekilinin temyiz isteminin miktar itibariyle reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
13. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin uğradığı zararın yapılacak tahkikat sonucunda değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 10.000TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup (davacı vekili duruşmada verdiği beyanda 10.000TL manevi tazminat talep ettiklerini bildirmiştir), mahkemece davanın kısmen kabulü ile, 1.500TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
14. Bilindiği üzere 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL olarak değiştirmiştir. Sonraki yıllarda ise 5219 ve 5236 sayılı Kanunlarda öngörülen katsayılar çerçevesinde miktarlar giderek artmıştır. Buna göre 2019 yılında katsayı artışı sonucu uygulanması gereken kesinlik (temyiz edilebilirlik) sınırı “3.200TL”dir.
15. Eldeki davada; temyiz istemine konu kararın verildiği 31.10.2019 tarihinde, temyiz (kesinlik) sınırı 3.200TL olup, mahkemece kabul edilen miktar 1.500TL olmaklabu sınırın altında kaldığından karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün değildir.
16. Hâl böyle olunca, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle reddi gerekir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
6217 sayılı Kanun’un 30.maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427/2. maddesi gereğince davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 09.12.2020 tarihinde oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi.