Esas No: 2022/4246
Karar No: 2022/9763
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/4246 Esas 2022/9763 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2022/4246 E. , 2022/9763 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Nitelikli yağma, nitelikli yağmaya teşebbüs, netice sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama, kamu görevlisine hakaret, çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, nitelikli tehdit, görevi yaptırmamak için direnme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi, hukuki alacağın tahsili amacıyla yağma ve trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... müdafii duruşmalı inceleme isteminde bulunmuş ise de; 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 299. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız olarak yapılan incelemede;
I-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgütü yönetme suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..., ..., ... hakkında katılan ...’a yönelik nitelikli tehdit suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında mağdur ...'a yönelik nitelikli tehdit suçundan; sanıklar ..., ..., ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan; sanık ... hakkında trafik güvenliğini tehliye sokma suçundan; kurulan mahkumiyet hükümlerine karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararına yönelik yapılan incelemede:
Hükmolunan cezaların miktarı ve türleri gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizleri mümkün olmadığından, temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-) Sanıklar ... ve ... hakkında hukuki alacağın tahsili amacıyla yağma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının yapılan incelemesinde;
Hukuki alacacağın tahsili amacıyla yağma (150/1 delaletiyle 106/1 maddesindeki tehdit) suçunun türü ve bu suç için kanunda öngörülen cezanın üst sınırı gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-g maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beraat kararlarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, katılan ... vekilinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
III-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında katılan ...’a yönelik netice sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında mağdurlar ... ve ...’e yönelik nitelikli yağma suçlarından; sanık ... hakkında tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçundan; sanık ... hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi kararlarına yönelik yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin "temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır", aynı Kanun'un 294. maddesinin "temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir" ve aynı Kanun'un 301. maddesinin "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar" şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... müdafii, dilekçesinde özetle; yerel mahkemece sanıklar hakkında 106/2-d, 149/1-f, 174/2. maddelerin uygulanmasının hukuka ve usule aykırı olduğunu, alt sınırdan uzaklaşılarak hükümler kurulmasının usule ve hukuka aykırı olduğunu, 155 polis kayıtları incelenmeden noksan tahkikatle karar verildiğini, tanıklar ..., ... ve ...’in dinlenmesi gerektiğini, tape kayıtlarının kolluk tarafından kasten gizlendiğini, ele geçirilen bombanın patlayıcı niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, ... Bam 4. Ceza Dairesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüş, sanık ... müdafii dilekçesinde özetle; soruşturmayı yürüten polisler hakkında sahtecilikten dava açıldığını, tapelerde sahtecilik yapıldığını, tape kayıtlarının dökümü yapılırken sanıkların lehine olan görüşmelerin dökümü yapılmayarak mahkemeden gizlendiğini, Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasının sonucu beklenilerek karar verilmesi gerektiğini, dosyanın istinaf mahkemesince incelenmediğini, sanığın suç örgütüne üye olduğuna dair tek bir delilin dahi bulunmadığını, mağdur ...’a yönelik eylemde yağma suçunun unsurlarının oluşmadığını, sanık hakkında 62. maddenin uygulanması gerektiğini, sanık ... müdafii dilekçesinde özetle; Bam kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, HTS kayıtlarına dayanılarak ceza verilmeyeceğini, sanığın cezalandırılmasını gerektirecek somut deliller bulunmadığını, tape kayıtlarının usulüne uygun biçimde elde edilmediğini ve bunun dışında da delil bulunmadığını, sanığın yaralama suçunu işlediğine dair delil bulunmadığını, suçların yasal unsurlarının bulunmadığını, sanıklar ... ve ... müdafii dilekçesinde özetle; usulüne uygun bir biçimde elde edilmeyen tape kayıtları haricinde suça yönelik herhangi bir delilin olmadığını, CMK’nın 135/6. maddesinde zikredilen suçlar arasında yağma suçunun bulunmadığını, yağma suçu ile ilgili iletişimin tespiti yoluyla temin edilen telefon görüşme kayıtlarının kanuni delil kapsamında değerlendirilemeyeceğini, sanıkların üzerine atılı suçu işlediğine dair somut delil bulunmadığını, suçların yasal unsurlarının oluşmadığını, sanık ... müdafii dilekçesinde özetle; sanığın atılı suçları, işlediğine dair delil bulunmadığını, hiçbir tanık beyanında sanığın adının geçmediğini, tape kayıtlarının usulsüz elde edildiğini, usulsüz dinleme yapıldığını, ve bu kayıtların hükme esas alındığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüş, sanık ... müdafii dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair delil bulunmadığını, sanık ... müdafii temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğini, sanığın müştekiye şiddet uygulamadığını, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını ileri sürmüş; anılan temyiz dilekçelerindeki belirtilen sebeplere yönelik yapılan incelemede;
Katılan ...’ın soruşturma aşamasında alınan 07.11.2013 tarihli beyanında; 06.11.2013 tarihinde arkadaşı ... ile birlikte araçla seyir halindeyken sanık ...’nın kullanımındaki aracı ile önünü keserek yanlarına geldiğini ve kendisine ağıza alınmayacak derecede ağır küfürler ettiğini, bu durumu hazmedemediğinden sanık ...’nin kafasına yumrukla vurduğunu ifade etmiş olması karşısında sanık ...’nin küfür etmesi nedeniyle ilk haksız hareketin ...’den geldiği, buna göre sanık ... hakkında koşulları oluşmadığı halde TCK’nın 29. maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi hususu karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık ...’nın mağdurlar ... ve ...’e yönelik nitelikli yağma suçunu örgüt faaliyeti kapsamında işlediğinin anlaşılması karşısında, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen bu suç açısından TCK’nın 58/9 maddesinde belirtilen tekerrür hükümlerinin uygulanmamış olması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanıklar ..., ..., ...’nın katılan ...’a yönelik kasten yaralama suçunu, örgüt faaliyeti kapsamında işlediklerinin anlaşılması karşısında, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar açısından TCK’nin 58/9 maddesinde belirtilen tekerrür hükümlerinin uygulanmamış olması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Oluş ve dosya içeriğine göre, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında katılan ...’a yönelik netice sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında mağdurlar ... ve ...’e yönelik nitelikli yağma suçlarından; sanık ... hakkında tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçundan; sanık ... hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin usul ve yasaya uygun olduğu eleştiri dışında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca dosyada CMK'nın 289. maddesinde sayılan hukuka kesin aykırılık hâllerinin herhangi birinin varlığı da tespit edilememiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine göre, sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinde ileri sürülen temyiz sebepleri yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla istinaf isteminin esastan reddine dair kararları hukuka uygun bulunduğundan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafiilerinin yerinde görülmeyen temyiz istemlerinin reddiyle, 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
IV-) Sanık ... hakkında mağdur ...’ya yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan; sanık ... hakkında ise mağdur ...’a yönelik nitelikli yağma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi kararlarının yapılan incelemesinde:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararına göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Mağdurlar ... ve ...’nın aşamalardaki beyanlarının içerikleri, iletişimin tespiti tutanakları, sanıkların savunmaları ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde sanık ...’un mağdur ...’ya yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs suçunu, sanık ...’nun ise mağdur ...’a yönelik nitelikli yağma suçunu örgüt faaliyeti çerçevesinde işlediğine dair delil bulunmadığı, bu itibarla; bireysel olarak işledikleri atılı suçlara ilişkin olarak haklarında TCK’nın 58/9. maddesinin uygulama olanağı bulunmadığı halde yazılı şekilde hükümler kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın açıklanan nedenle tebliğnameye değişik gerekçe ile uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5271 sayılı CMK'nın 303/1-h maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin sanık ... hakkındaki mağdur ...’ya yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan kurulan hüküm fıkrasından ve sanık ... hakkında mağdur ...’a yönelik nitelikli yağma suçundan kurulan hüküm fıkrasından TCK'nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkartılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
V-) Sanık ... hakkında katılan ...’a yönelik kasten yaralama suçundan; sanıklar ... ve ... hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında mağdur ...’a yönelik nitelikli yağma suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında mağdur ...’ya yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan; verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi kararının yapılan incelemesinde:
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık müdafii temyiz dilekçesinde özetle; sanık ... müdafii dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, sanığın polis ekiplerine herhangi bir fiziki mukavemeti ve hakaretinin söz konusu olmadığını, sanığın lehine olan kanuni ve hukuki indirim nedenlerinin uygulanması gerektiğini ileri sürmüş; sanıklar ... ve ... müdafii temyiz dilekçesinde özetle; usulüne uygun bir biçimde elde edilmeyen tape kayıtları haricinde suça yönelik herhangi bir delilin olmadığını, CMK’nın 135/6. maddesinde zikredilen suçlar arasında yağma suçunun bulunmadığını, yağma suçu ile ilgili iletişimin tespiti yoluyla temin edilen telefon görüşme kayıtlarının kanuni delil kapsamında değerlendirilemeyeceğini, sanıkların üzerine atılı suçu işlediğine dair somut delil bulunmadığını, suçların yasal unsurlarının oluşmadığını belirtmiş, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafiilerinin temyiz dilekçeleri yukarıda özetlendiğinden tekrar edilmemiş, anılan temyiz dilekçelerindeki belirtilen sebeplere yönelik yapılan incelemede;
1-Katılan ...’a yönelik kasten yaralama suçundan ... 1. Ağır Ceza Mahkemesin’ce yapılan yargılama sonucu sanık ...’un diğer sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile birlikte ... Kaporta adlı iş yerine girerek katılan ...’a ellerinde sopalarla vurduğunu kabul ederek sanık ... hakkında kasten yaralama eylemine iştirak ettiğinden bahisle mahkumiyet kararı verilmiş ve gerekçeli kararda; sanıklar ... ile ...’in olay sonrası telefon konuşmalarında ...’in olayda kullanılan silahı kastederek halıları bıraktıklarını, şimdi ne yapalım diye soru yönelterek örgüt yöneticisi olan ...’den talimat beklediğini, devam eden görüşmelerde sanık ...’in olayda kullanılan silahları sakladıkları yerin güvenli olmadığını, o yüzden yerini değiştireceğini söylediği şeklindeki telefon görüşmelerinin mahkumiyet hükmüne dayanak yapıldığı görülmüş ise de; dosya içerisinde yer alan iletişim tespit tutanaklarının bulunduğu 1 nolu üzerinde iletişim tespit tutanakları yazan klasör incelendiğinde; bahse konu sanık ... ile sanık ... arasında geçtiği iddia edilen 62 ve 64 nolu tapelerdeki telefon görüşmelerinin aslında sanık ... ile sanık ... arasında gerçekleşmiş olduğunun tespit edildiği, gerek mağdurların gerekse tanıkların beyanlarında sanık ...’den bahsedilmediği gibi her hangi bir teşhisin de bulunmadığı, suça iştirak eden diğer sanıkların savunmalarında da sanık ...’in adının geçmediği bu haliyle aşamalarda suçlamayı kabul etmeyen sanık ...’un katılan ...’ın kasten yaralanması eylemine bizzat iştirak ettiğine dair savunmalarının aksine her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delil bulunmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine, yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Mağdur ...’nın aşamalardaki beyanlarının içeriği, iletişimin tespiti tutanakları, sanıkların savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre; sanık ...’un mağdur ...’ya yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs suçunu bireysel olarak işlediğinin anlaşılmış olması karşısında; örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğine dair delil bulunmayan mağdur ...’a yönelik nitelikli yağma suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılılı şekilde TCK’nın 220/5. maddesi uyarınca örgüt yöneticisi oldukları gerekçesi ile mahkumiyetlerine karar verilmesi,
3-Mağdur ...’ın aşamalardaki beyanlarının içeriği, iletişimin tespiti tutanakları, sanıkların savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre; sanık ...’nun mağdur ...’a yönelik nitelikli yağma suçunu, bireysel olarak işlediğinin anlaşılmış olması karşısında; örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğine dair delil bulunmayan mağdur ...’a yönelik nitelikli yağma suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde TCK’nın 220/5. maddesi uyarınca örgüt yönecisi oldukları gerekçesi ile mahkumiyetlerine karar verilmesi,
4- Polis memurları olan müştekiler ..., ..., ..., ... ve ...’in soruşturma aşamasında alınan beyanlarının içeriğine göre; olay günü sanık ...’un görevli kolluk personeline hakaret içeren sözleri söylemiş olduğu, sanık ... ve ...’un ise hakarette bulunduğuna dair müştekilerin her hangi bir beyanlarının bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanıklar ... ve ...'un üzerlerine atılı kamu görevlisine hakaret suçunu işlediklerine dair, sanıkların savunmalarının aksine, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delil bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafiilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 304/2. maddesi uyarınca yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın ... 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, 22/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.