11. Hukuk Dairesi 2015/6808 E. , 2016/746 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/12/2014 tarih ve 2014/187-2014/341 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ...sayılı ve “...” unsurlu marka başvurusunun, ...’nın 2014-M-2306 sayılı kararıyla, dava dışı bir şirkete ait ... sayılı ve “....” unsurlu markaya ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu gerekçesiyle 556 sayılı KHK"nın 7/1 (b) maddesi uyarınca reddedildiğini, oysa her iki marka arasında herhangi bir şekilde ayniyet derecesinde bir benzerlik olmadığını, müvekkil şirketin söz konusu “...” markasını uzun yıllardır kullanım sonucu tanınmışlık kazanmış bir marka haline getirdiğini iddia ederek ... kararının iptalini karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; iptali istenen ... kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın 556 sayılı KHK"nın 7/1 (b) maddesi uyarınca marka tescil başvurusunun mutlak red sebebi ile reddine dair ... kararının iptali istemine ilişkin olduğu, 35. sınıf emtialar yönünden davaya konu markanın tanımlayıcılığının da bulunmadığı, her iki marka arasında KHK"nın 7/1(b) maddesi anlamında ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzerliğin bulunmadığı davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle hüküm fıkrasında davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava; ... ... kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, kararın gerekçe kısmında her iki marka arasında 556 sayılı KHK"nın 7/1(b) maddesi anlamında ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzerliğin bulunmadığı, davanın kabulü gerektiği belirtilmişse de; hüküm fıkrasında davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesi hükmü uyarınca, kararın hüküm sonucu kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, aralarında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Mahkemece, anılan Yasa hükmüne aykırı olarak, kararın gerekçesinde davanın kabulüne karar verildiği belirtildiği halde, hüküm kısmında davanın reddine karar verilmesi nedeniyle HMK 297. maddesine aykırı ve infaza elverişli olmayan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.