1. Hukuk Dairesi 2014/7059 E. , 2016/1736 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİL
YIKIM, ESKİ HÂLE GETİRME
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil, yıkım ve eski haâle getirme davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hâle getirme isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16.02.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, eski hâle getirme ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, 140 ada 130 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 arsa paylı A Blokun kuru mülkiyetinin ..., intifa hakkının ise ..."e ait olduğunu, komşu 140 ada 131 parsel sayılı taşınmaz maliki davalıların, bahçenin bir bölümünü işgal edip müşterek sınırdaki bahçe duvarını kaldırarak şevli araziyi trafik yol kotuna kadar düşürüp otopark alanına dönüştürdüklerini ileri sürüp, elatmanın önlenmesine, ortak sınıra bahçe duvarı inşa ederek arazinin eski hâle getirilmesine ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, ..."nın 131 parsel sayılı taşınmazda mülkiyet hakkı sahibi değil intifa hakkı sahibi olup kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, 130 no"lu parselin dava dışı paydaşının davaya olurunun alınması gerektiğini, taşınmazların önceki malikleri ile 1966 yılında istinat duvarının dava konusu yere örülmesi konusunda anlaştıklarını, aralarındaki anlaşmaya uygun olarak ihtilafsız ve itirazsız 42 yıldır taşınmazları bu haliyle kullanmaya devam ettiklerini, davacıların arsayı terk etmeleri konusunda kendilerine hiçbir talep, itiraz ve ihtar yöneltmediklerini, daha önce ortak sınırda başkaca bir duvar bulunmadığından eski hale getirme talebinin konusunun ortak sınıra duvar inşaası olamayacağını, iyiniyetli kişiden ecrimisil istenemeyeceğini bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların davacılara ait çaplı taşınmaza elatmasının sabit olduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan deliller ile çekişme konusu 140 ada 130 parsel sayılı kargir iki blok apartman vasıflı taşınmazın 1/2 arsa paylı A Blok 1 no.lu bağımsız bölümün satın alma ile 17.03.1994 tarihinden itibaren kuru mülkiyetinin davacı ..., intifa hakkının ise davacı ... adına kayıtlı olduğu, taşınmazın 1/2 payının dava dışı kişiye ait olduğu, komşu 140 ada 131 parsel sayılı 4 katlı 4 daireli kargir apartman vasıflı taşınmazın ise davalılar ..., ..., ... ve ... adlarına kayıtlı olup 1 no.lu bağımsız bölümün intifa hakkının ..."ya ait olduğu, her iki taşınmazın yaklaşık 40 yıl önce yapılmış bir istinat duvarı ile ayrıldığı, yapılan uygulamalar sonucunda davacılara ait taşınmazın 57.22 m2"sinin duvarın diğer tarafında bırakıldığı ve davalılar tarafından otopark ve yeşil alan olarak kullanılmak suretiyle elatıldığı, davalıların bu bölümde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı, taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elattıkları belirlenmek suretiyle 130 no.lu parselin 57.22 m2"lik bölümüne ilişkin olarak açılan elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ve bahçe duvarının tecavüzlü kısmının yıkımına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle, bu bölüm bakımından kararın ONANMASINA,
Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; taraflara ait taşınmazları ayıran bahçe duvarının bilirkişi raporuna ve tanık beyanlarına göre yaklaşık 40 yıl önce davalılar tarafından yapıldığı, bu kadar uzun bir kullanım durumunun taşınmaz malikleri arasındaki bir anlaşmanın göstergesi olduğu, davacıların taşınmazı edindiği tarihten itibaren dava tarihine kadar davalılara bir ihtarname keşide etmedikleri, bir ikazda bulunmadıkları gözetildiğinde, davalıların taşınmazın bu bölümünü muvafakata dayalı olarak kullandıkları, başka bir ifade ile taraflar arasında Borçlar Kanunu"nun 299. maddesi (Türk Borçlar Kanunu"nun 379 maddesi) hükmü uyarınca sözlü olarak ariyet akdi yapıldığı ve dava açılmakla muvafakatın geri alındığı, aynı yasanın 304. maddesi gereğince akdin feshedildiği dolayısı ile davalıların kötüniyetli olmadıkları kabul edilmelidir. Bu durumda, kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu ecrimisilden sorumlu olacakları da söylenemez.
Hâl böyle olunca, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi dava konusu duvar yapılmadan önce bu yerde başka bir duvar bulunmadığına göre tecavüzlü kısmın yıkılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken yeni bir duvar örülmesi suretiyle eski hâle getirilmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi de isabetsizdir.
Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.