3. Hukuk Dairesi 2016/16597 E. , 2017/5342 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde davalı ..."nun, davacı ..."nin eşi, diğer davacı ..."in babası olduğunu, davalının yaklaşık 5 ay önce evi terk ederek annesinin evine yerleştiğini, bu tarihten beri eşi ve çocuğu ile ilgilenmediğini, davacı ..."nin ev hanımı, davacı ..."in ise üniversite öğrencisi olup, davalının ekonomik desteğine ihtiyaç duyduklarını belirterek, davacı ... için aylık 750 TL tedbir, davacı ... için aylık 750 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının işi gereği düzensiz çalışma saatleri olduğunu, davacı ..."nin davalıyı eve geç gelmesi sebebi ile eve almadığını, bu yüzden davalının annesinin evinde yaşamak zorunda kaldığını, ayrıca davacıların tüm ihtiyaçlarının davalı tarafaından karşılandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı ... nun davasının kısmen kabulü ile aylık 400,00 TL terbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı ... nun davasının kısmen kabulü ile aylık 300,00 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Dava, davacı eş için ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış tedbir nafakası, davacı çocuk için ise yardım nafakası talebine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu"nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK.madde 186/son). Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır.
Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.
Bunun yanında TMK.nun 328/1.maddesi hükmü gereğince “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü mevcut bulunmaktadır.
TMK. nun 364.maddesine gore; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeslerine nafaka vermekle yükümlüdür."
Aynı Kanunun 365/2.maddesınde de; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." düzenlemesi yer almıştır.
Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656-688 sayılı ilamında da "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun"un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Somut olayda; taraflar hakkındaki sosyal ekonomik durum araştırmasına göre, davacı ..."nin ev hanımı olduğu, sabit bir geliri bulunmadığı, abisinin yardımı ile geçimini sağladığı, davacı ..."in İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi1. Sınıf öğrencisi olduğu, çalışmadığı, geçimini annesinin sağladığı, davalının ise tır şoförü olarak çalıştığı aylık 2.500 TL ücret aldığı, ayrıca aylık 1.300 TL emekli maaşının bulunduğu, anlaşılmaktadır.
Buna göre; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tesbit edilen mevcut gelir durumuna göre, mahkemece davacı ... ve davacı ... için takdir edilen nafaka miktarları az olup, Türk Medeni Kanunu"nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
./...
-3-
Hal böyle olunca mahkemece; davalının tesbit edilen geliri ile orantılı olacak ve onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre davacılar lehine daha uygun miktarda nafakalara hükmedilmesi gerekirken, az miktarda nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.