11. Hukuk Dairesi 2015/6697 E. , 2016/741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/11/2014 tarih ve 2014/183-2014/368 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin .... ibareli 9, 35, 38, 41 ve 42. sınıf ürün ve hizmetleri içeren markaların sahibi olduğunu, davalının 9.sınıf ürünleri içeren ... ibareli .... sayılı markayı adına tescil ettirdiğini, davalı markasının müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturacağını ileri sürerek, davalı adına tescil olunan markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, "..." ibareli marka ile davacının ......... ibareli markaları arasında ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede bir benzerlik bulunmadığını, zira cep kelimesinin günlük yaşamda cep telefonu olarak da adlandırılan taşınabilir telefon ürününü adlandırmak için günlük dile yerleşmiş, herkesçe belirtilen anlamıyla bilinen ve kullanılan bir kelime olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu mal ve hizmetlerle ilgili satın alma süresi içerisinde davacının .... ibareli seri mahiyetteki markalarını taşıyan 9.sınıf ürün ve hizmetlerden satın almak veya yararlanmak isterken davalının ""..."" işaretini taşıyan mal ve hizmetleri satın alma yönünde tercihte bulunabilecekleri, bir kısım alıcıların/yararlanıcıların iki farklı marka karşısında bulunduğunu algılayabilse bile marka ve işaretin birbirleriyle idarî ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde algılamada bulunulmalarının kaçınılmaz olduğu, davalı başvurusunun, davacı markalarının serisi içerisine sızmış bulunması ve her iki işaretin göz ve kulakta bıraktığı izin bu kabulü zorunlu kıldığı, davalı marka tescilinin hukuka uygun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı adına tescil olunan markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık konusu marka başvurusu ""..."" ibaresinden oluşmaktadır. Her ne kadar, davacı tarafça ""...."" ibareli ve yine bu ibareden türetilmiş kelime markalarına dayalı olarak başvuruya itiraz edilmiş ise de, Dairemiz yerleşik kararlarında ifade edildiği üzere, markayı oluşturan işaretler arasında iltibas tehlikesine yol açan bir benzerliğin bulunup bulunmadığı hususu değerlendirilirken işaretlerin asıl unsurlarıyla birlikte, bu işaretlerin üzerinde kullanılacağı mal veya hizmetlerin ortalama tüketicileri nezdinde bıraktıkları genel izlenimin de dikkate alınması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, başvuru konusu ""..."" ibaresi bakımından markanın üzerinde kullanılacağı (9) sınıf emtianın niteliği gereği söz konusu emtianın ortalama alıcılarının dikkatli ve seçici kişilerden oluşacakları dikkate alındığında markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b bendi anlamında benzerlikten söz edilemeyeceği halde mahkemece aksine düşüncelerle davanın kabulü doğru görülmediğinden kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı TPE yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.