Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/22065
Karar No: 2017/5329
Karar Tarihi: 17.04.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/22065 Esas 2017/5329 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/22065 E.  ,  2017/5329 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı, davalı abone hakkında, ödenmeyen su borcu nedeniyle icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, abone olan borçlunun suyu kullanmadığı yönündeki itirazının hukuki olarak bir geçerliliğinin bulunmadığını, zira davalının hukuki sorumluluğunun aboneliği kapatmadığı sürece devam etmekte olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak üzere, itirazın iptali ile davalının takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen yasal faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20"sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, dava konusu aboneliği tesis edildiği adreste bulunan meskende 1970-1996 yılları arasında ikamet ettiğini ve bu taşınmazı 1996 yılında bir üçüncü kişiye satarak tapusunu devrettiğini, bu tarihten sonra yapılan tüketimin ve düzenlenen faturaların kendisi ile bir ilgisi bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, borçlu/davalı tüketicinin....1.İcra Müdürlüğünün 2012/5306 ES sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın 10.447,49-TL asıl alacak ve 132,49-TL yasal faiz olmak üzere toplam 10.579,98-TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, kabul edilen kısım için %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dava konusu uyuşmazlık, aboneliği iptal ettirmedikçe abonenin kullandığı elektrik bedelinden sorumlu olup olmayacağı ve zamanında ödenmeyen elektrik faturalarından dolayı tarife ve yönetmelik hükümleri gereğince davalının elektriği kesmesi gerekirken kesmemesinin, davalının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedelinden indirim getirip getirmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Somut olayda; davacı kurum ile davalı arasında 30.12.1972 tarihli abone senedi imzalandığı, davalının 45544 no.lu mesken abonesi olduğu ve aboneliğin davalı tarafça iptal ettirilmediği, davacı kurum tarafından davalı hakkında, 2004-2011 yılları arasında ödenmeyen su tüketim borcuna ilişkin 13.307,26 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.
    ./..
    -2-
    Elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
    Öte yandan, davacının uzun sayılabilecek bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davalı açısından müterafik kusur teşkil etse de ,bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davacının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammından en fazla yasal faize kadar indirim gerektirir.
    Yargıma sırasında düzenlenen görüşüne başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen 23.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda, "dava konusu abonelikte Nisan 2004 ile Ekim 2011 dönemleri arasındaki yaklaşık 7,5 yıllık süreçte toplam 76 (yetmiş altı) döneme ait ödenmemiş normal su tüketim faturaları ve açma-kapama bedelleri borçlarının tahakkuk ettirilmiş olduğu, davalının aboneliğin bulunduğu yeri 1996 yılında satarak devrettiği belirtilmiş olması nedeni ile bu tarihten sonra su tüketiminin kendisi tarafından yapılmamış olduğu kabul edilse dahi, kendi aboneliği dönemine ait olan dava konusu dönem faturalarından, abone olması nedeni ile sorumlu tutulabileceği, davacı ..."nin ise yaklaşık 7,5 yıllık süreçte, davalı abone tarafından borçların ödenmemesine rağmen, Tarifeler Yönetmeliğinin 54.maddesinde belirtilen hüküm çerçevesinde suyu tüketime kapatmayarak ve de en geç 6 ay içerisinde sayacı kaldırmayarak, abonelikte uzunca bir süre su tüketimi yapılmasına neden olduğundan hizmet kusuru işlediği, ayrıca alacağının tahsili için zamanında yasal işlemleri yapmadığından dolayı da hizmet kusurunun oluştuğu, bu anlamda davacının abonelikteki 6 aylık süreye denk gelen ve ödenmeyen ilk 4 fatura (2004/11, 2004/12, 2005/01 ve 2005/04 dönem faturaları için) dışındaki 2004/05 ila 2011/10 dönemleri arasına ait 72 (yetmiş iki) adet fatura için sadece kullanım bedelinin talep edilebileceği (gecikme zammının veya yasal faizin istenemeyeceği), ilk 4 fatura için ise hem asıl alacak hem de son ödeme tarihleri ile icra takip tarihi 18/05/2012 arasındaki süre için yasal faizden sorumlu olduğu, abonelik sözleşmesinde gecikme zammı alınabileceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeni ile uygulanacak faizin yasal faiz olduğu, buna göre davalının adına kayıtlı olan abonelikte 76 (yetmiş altı) dönem boyunca tahakkuk eden asıl alacak miktarının 10.447,49-TL, ilk 4 fatura için işlemiş yasal faizin ise 132,49-TL olduğu"nun tespit edildiği belirtilmiş, mahkemece bu rapor esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuştur.
    Ne var ki yukarıda açıklandığı üzere, Dairemizin yerleşik içtihatları gereğince, davacı kurumun uzun sayılabilecek bir süre elektriği kesmemesi davalı açısından müterafik kusur teşkil etse de, bu durumda yapılacak müterafik kusur indiriminin ancak uygulanacak faiz oranı üzerinden ve ancak yasal faize kadar indirim yapılabileceği, her durumda yasal faizden fazlası için indirim yapılamacağı kabul edilmiş olmasına karşın, bilirkişi raporunda ilk 4 fatura hariç diğer faturalar yönünden yalnızca asıl alacağın talep edilebileceği, bunun haricinde bu faturalar yönünden yasal faiz de talep edilemeyeceğinin belirtilmiş olması hatalı olup, bu yönüyle bilirkişi raporu hükme esas alınabilecek nitelikte değildir.
    Hal böyle olunca; mahkemece, davacının suyu kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı, bu indirimin de en fazla yasal faiz kadar olacağı, abonelik sözleşmesinden gecikme zammı uygulanacağına ilişkin açık hüküm yer almadığı, bu nedenle dava konusu olayda davacının müterafik kusuru nedeniyle yasal faizde indirim yapılmayacağı göz önüne alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi