Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/14074 Esas 2016/1716 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/14074
Karar No: 2016/1716
Karar Tarihi: 16.02.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/14074 Esas 2016/1716 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/14074 E.  ,  2016/1716 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TESPİT


    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalılarla birlikte iştirak halinde malik olduğu çekişme konusu 143 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde dört katlı betonarme bina bulunduğunu, binanın son katı için açtığı muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin davanın kabulle sonuçlanarak kesinleştiğini, ancak söz konusu katın arsa payı olmadığından tapuya tescilinin mümkün olmadığını ileri sürerek son katın arsa paylı olarak tapuya tescilinin sağlanmasını istemiştir.
    Davalılar, iştirak halinde mülkiyete tabi taşınmazda eklentinin davacının talebi gibi tapuda kaydının mümkün olmadığını, çatı katının davacı tarafından diğer ortakların rızası hilafına yapıldığını, uyuşmazlığın ortaklığın giderilmesi davasında satış kararı verilerek elde edilen paradan belirlenecek miktarın davacıya verilerek geri kalanın tüm ortakların payları oranında dağıtılması ile çözümlenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davanın kabulüne ilişkin kararın temyizi üzerine Dairece; “..hukukumuzda çifte mülkiyet kabul edilmemiş olup taşınmaz üzerindeki her türlü muhdesat ve yapılar arzın mülkiyetine tabidir. Başka bir deyişle bütünleyici parça niteliğindedir. Bu nedenle, binadaki belli bir bölümün bir tarafa aidiyeti ile onun adına tescili ayrık durumlar hariç (Kat Mülkiyeti Kanunu) yasal açıdan mümkün değildir. Ancak sonradan inşa edilen bölüm veya kat bakımından koşulların varlığı halinde bedel talep edilebileceği kuşkusuzdur. Kaldı ki; somut olayda taraflar arasında görülen ve çekişme konusu taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine ilişkin kesinleşen ilamda "çatı katına ilişkin yapı bedelinin" zemine ilişkin mülkiyet değerinden ayrı değerlendirmeye tabi tutulduğu görülmektedir. Hal böyle olunca, tarafların çekişme konusu ana taşınmaz ve üzerindeki muhdesat bakımından elbirliği halinde malik oldukları gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir” gerekçesi ile bozulmuş olup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    -KARAR-

    Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.00 .-TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.