MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Davacı tarafından, davalı aleyhine 11.10.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 7 parsel sayılı taşınmazda davacının elbirliği mülkiyetinde malik olduğunu, diğer malik olan davalıyla taşınmazın kullanımı hususunda iletişim sağlayamadıklarından bahisle ortaklığın giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
Davalıların murisi ...."nin veraset ilamında ve nüfus kaydında soyadının “....” yazılmasına rağmen tapuda “...” olarak yazıldığı görülmüştür. Davacı yana tapudan idari açıdan ya da mümkün olmadığı takdirde tapuda isim düzeltme davası açmak üzere yetki ve süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmaması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de taşınmazın satış suretiyle elde edilecek bedelin tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında dağıtılması gerektiği, harcın aynı oranda tahsil edileceğini yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin yine bu oranda tahsil edileceğinin hüküm sonucunda gösterilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.