11. Hukuk Dairesi 2015/6374 E. , 2016/716 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/01/2015 tarih ve 2014/237-2015/15 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili markası olan “...” markası ile iltibas oluştaracak şekilde davalının “Kınalı Kar Yalova Gecesi” ticaret unvanı ile üretim ve satış yaptığını ileri sürerek, haksız rekabetin önlenmesine, kullanımının yasaklanmasına, imhasına, 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının, davacının markasının ayniyet derecede benzerini ürünlerinde kullanmakla davacı markasına iltibas oluşturduğu, davacının tescilli markasının benzerlerini herhangi bir geçerli sebebe dayanmadan kullanarak iltibasa neden olmasının haksız rekabet teşkil ettiği, davacı markasının itibarını zedeleyici bir kullanım bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının davacı adına tescilli “...” markasının “...” markası, ticari unvanı veya ürün sıfatı olarak gerek doğrudan gerekse başka şekilde veya ibarelerle birlikte kullanılmasının yasaklanmasına, haksız rekabetin önlenmesine, piyasaya mevcut ürünlerin toplatılarak imhasına, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, markaya dayalı haksız rekabetin önlenmesi ve manevi tazminatın tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davalının eylem ve işlemlerinin davacı markasının itibarını zedeleyecek nitelikte olmadığından bahisle manevi tazminat koşullarının oluşmadığı değerlendirilerek talebin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, davalının eylemlerinin marka hakkına tecavüz oluşturduğu sabittir. 556 sayılı KHK’nın 62. maddesinde marka hakkı tecavüze uğrayan marka sabinin diğer istemlerinin yanı sıra manevi tazminat da talep edebileceği düzenlenmiştir. Ancak, anılan KHK’de manevi tazminata hangi koşullarda hükmedileceğine ilişkin bir açıklık bulunmamaktadır. Bu istemin, genel hükümler arasında yer alan 6098 sayılı TBK’nın 58 (818 sayılı BK m. 49) ve 6102 sayılı TTK’nın 56/1-e (6762 sayılı TTK m. 58/1-e) maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı tacir olup, basiretli şekilde hareket etmek ve ticari işlerinde daha dikkatli ve özenli davranmak durumundadır. Öte yandan, 6098 sayılı TBK’nın 58. maddesi manevi tazminata karar verilmesi için kusurlu olma hali yeterli görülmüştür. O halde, davalının eylemleriyle davacı markasına tecavüz ettiği sabit olduğuna göre, uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, talebin 556 sayılı KHK"nın 68. maddesinde düzenlenen itibar tazminatı gibi değerlendirilmesi suretiyle, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiş ve hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.