20. Hukuk Dairesi 2019/1033 E. , 2019/2480 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro çalışmaları sırasında ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, ... vasfıyla, 117 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ise ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Davacı vekili, söz konusu taşınmazların bir bölümünün davacı köyün kullanımında olan yayla yeri ve mera olduğu iddiasıyla tapu kayıtlarının iptali ile mera özel siciline tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazların mera vasfında olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedene dayalı olarak iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre yapılan ... kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların mera niteliğinde olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
Dava konusu 101 ada 1 sayılı parsel yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan ... kadastrosunda ... olarak sınırlandırılmış, 117 ada 3 sayılı parsel ise kadastro sırasında ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı köy tüzel kişiliği, dava konusu 101 ada 1 sayılı parselin ve 117 ada 3 sayılı parselin bir bölümünün mera niteliğinde olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece dava konusu 117 ada 3 sayılı parsele ilişkin bilgi içermeyen fen bilirkişi raporu esas alınarak ve keşifte bu parselin dava konusu yapılan bölümünün hayvanların toplanma ve yayılma yeri olarak kullanıldığına dair tanık beyanlarına karşın bu bölümün hangi amaçla ne şekilde kullanıldığı açıklığa kavuşturulmadan hüküm kurulmuştur. Eksik araştırma ile hüküm kurulması bozma nedenidir.
4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tanıma göre mera, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir.
... yeri köy hayvanlarının toplanıp sulandığı, eyrek yeri ise hayvanların dinlendikleri yerdir. Yalak denilen, insan eliyle yapılmış yerlerle, sürekli olarak derelerin sulamaya ayrılmış olan yerlerine sıvat yeri denilmektedir.
Dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı ve kural olarak bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için; taşınmazın yetkili ve idarî merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır.
O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için davacıya 117 ada 3 parselin hangi amaçla ne şekilde kullanıldığının ve bu taşınmaz yönünden talebinin açıklattırılmasından sonra dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı Kanunlar uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğünden; 4342 sayılı Kanun uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı ise mülkî amirlikten ayrı ayrı sorulup saptanmalı, sözü edilen kanunlar uyarınca bölgede mera tahsisi yapılmış ise, mera tahsis haritası ve eki belgelerin tümü eksiksiz getirtilmeli; bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve bir uzman ... bilirkişisi, tapu fen memuru ve uzman bir ziraatçi bilirkişinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, fen memuru bilirkişisi eliyle her iki harita çakıştırılmak suretiyle yerine uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda olaylara dayalı bilgi alınmalı, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişi marifetiyle taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazın toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına yazılmalı, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tespit tutanakları içeriğine göre tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınıp alınmadığı dikkate alınarak tutanakların içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları, tespitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; özellikle fen memuru bilirkişisinden dava konusu her parsel yönünden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazların niteliğini belirtmeye elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.