4. Hukuk Dairesi 2020/1202 E. , 2021/1341 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 13/02/2018 gününde verilen dilekçe ile muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 13/11/2018 günlü karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak sureti ile davanın kabulüne dair verilen 18/01/2019 günlü Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerekçeye ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalıların temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının temyiz itirazlarına gelince;
Dava, muvazaa iddiasına dayalı aracın trafik kaydının iptali ile satış yetkisi verilmesi olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında ticari bir ilişki söz konusu olup müvekkiline verilen senetlerin vadesinde ödenmediğini, davalı ... aleyhine Aksaray 1. icra müdürlüğünün 2017/3548 esas, 2017/3636 esas ve 2017/3709 esas sayılı dosyaları ile kambiyo senetlerine özgü takip başlattıklarını, davalı borçlu ...’in borcun doğumundan sonra 15/05/2017 tarihinde alacaklılarını zarara sokmak maksadıyla mal kaçırmak amacıyla 68 KV 640 plaka sayılı aracını diğer davalı ... adına satış göstererek tescil ettirdiğini, davalı ..."un da diğer borçluların acziyetinden haberinin olduğunu, muvazaalı satış işleminden hemen sonra borçlunun oğlu ...’in davalı ... yanında işçi olarak çalışmaya başladığını ve muvazaalı devir edilen aracı kullanmaya, işletmeye ve aynı ticareti yapmaya devam ettiğini, yapılan satışın muvazaalı olduğunu belirterek araç trafik kaydının iptali ile satış isteme yetkisinin verilmesine olmadığı takdirde icra dosyalarındaki alacak ve fer"ileri kadar miktarın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; dava konusu aracın Aksaray Esnaf ve Sanatkarlar kredi kefalet kooperatifine rehinli olduğunu, rehin borcu hariç aracı müvekkilinin 15/05/2017 tarihinde 50.000,00 TL bedele satın aldığını, bedelinin sunulan dekontta da belli olduğu üzere diğer davalıya ödendiğini, halen esnaf ve sanatkarlar kredi kefalet kooperatifine olan rehin borcunun müvekkili tarafından ödendiğini, diğer davalının oğlu ..."in ise araç satın alındıktan sonra 29/05/2017 tarihinde müvekkilinin yanında işe başladığını, müvekkilinin diğer davalı ... ile akrabalık veya başka bir ilişkisinin olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiş, yargılamaya da katılmamıştır.
Mahkemece, dava konusu aracın rayiç değeri ile devir sözleşmesinde belirtilen değeri arasında fahiş bir fark bulunmadığı, davalılar arasında akrabalık bağı da bulunmadığı, davalı ..."in oğlu ...’in diğer davalı ..."un yanında işçi olarak çalışmakta ise de bu çalışmanın dava konusu edilen aracın satış tarihinden sonra başladığı gerekçeleri ile araç devrinin muvazaalı yapıldığı yönündeki iddianın ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı ... ile diğer davalı ..."un Aksaray buğday pazarında esnaf olarak çalışmaları nedeniyle araç alıcısı Mesut"un borçlu Murat"ın durumunu bilen ve bilebilecek kişilerden olduğu, aracın tasarruf tarihi itibarıyla bilirkişice tespit edilen 110.000.00-TL rayiç değerinin altında olan 55.000.00-TL" ye satılması ve aracın Aksaray esnaf sanatkarlar kredi kefalet kooperatifi adına rehin baki kalmak kaydıyla herhangi bir borç nakli olmaksızın devride hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, araç satışının yapıldığı tarihten sonra esnaf sanatkarlar kredi kefalet kooperatifine ait borç ödemesini davalı borçlu ..."in babası ... tarafından yatırılmış olması da bu satışın gerçek bir satış olmadığını ortaya koyduğu gerekçeleri ile davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, Aksaray 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/11/2018 tarih ve 2018/41 Esas - 2018/366 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden esası ile ilgili olarak karar verilmesi gerektiğinden davanın kabulü ile davalılar arasındaki 68 KV 640 plakalı araca yönelik yaptıkları 15/05/2017 tarihli satış işlemine ilişkin tasarrufun iptaline ve davacı tarafa Aksaray 1. İcra Müdürlüğünün 2017/3636 E, 2017/3548 E ve 2017/3709 E sayılı takip dosyalarından alacakların fer"ileri ile birlikte cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; ilk derece mahkemesince davanın reddi yönünde karar verildikten sonra 08/06/2018 tarihinde dava konusu edilen aracın davalı ... tarafından dava dışı üçüncü bir kişiye satışının gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
İcra ve İflas Yasası"nın 283/1 ve 2. bentlerinde; “Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile, hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir. İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taallük ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere mahkum edilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; davacının dava dilekçesinde muvazaalı tasarrufun iptali ile haciz ve satış yetkisi verilmesi, olmadığı takdirde araç satılmış ise müvekkilinin alacaklı olduğu icra dosyalarındaki alacak miktarının davalılardan tazminine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Davalılar arasındaki araç satışının muvazaalı olduğu dosya kapsamı ile sabit olup satışa konu edilen aracın istinaf aşamasında dava dışı üçüncü bir kişiye satıldığı anlaşıldığına göre davacının dava dilekçesinde İcra ve İflas Yasası"nın 283/2. maddesi ile tazminat isteminde bulunduğu da gözetilerek bu istem doğrultusunda karar verilmelidir. Bu yön gözetilmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle HMK 371. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, davalının temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine; dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.