1. Hukuk Dairesi 2014/13885 E. , 2016/1686 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tsecil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir.
Davacı, dava dışı üç kardeşiyle birlikte ortak mirasbırakanlarından intikal eden 2378 ada 98 parseldeki 3 numaralı bağımsız bölümdeki miras paylarını dava dışı kardeşi vekil ... tarafından tapuda satış göstermek suretiyle kardeşleri olan davalıya devrettiklerini, taşınmazda birlikte oturmak şartıyla bedel talep etmeyeceği hususunda davalıyla sözlü olarak anlaştıklarını bu şartla payını bedelsiz devrettiğini, taşınmazda davalıyla birlikte otururken davalının taşınmazda herhangi bir hakkın yok diyerek kendisini kovduğunu, miras hakkından mahrum kaldığını ileri sürerek, miras payı oranında iptal ve tescile olmadığı taktirde 10.000,00 TL bedelin tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama devam ederken talebini bedele hasretmiştir.
Davalı, ortak mirasbırakanları annelerinin ölmeden önce kardeşleri bir araya getirip çekişme konusu taşınmazın kendisine verilmesi hususunda vasiyette bulunduğunu, bunun üzerine davacı ve dava dışı kardeşlerinin paylarını bedelsiz olarak kendisine devrettiğini ayrıca hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece hile iddiasının sübuta erdiği, davacının bedelsiz olarak miras hakkından mahrum bırakıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı ve kardeşleri dava dışı diğer mirasçıların 20.04.2005 tarihinde noterde düzenlenen özel vekaletname ile 3 nolu bağımsız bölümdeki miras paylarının satışı için kardeşleri olan ve duruşmada tanık olarak dinlenen Sadık"ı vekil tayin ettikleri, 21.01.2010 tarihinde anılan vekaletname ile vekil Sadık tarafından çekişme konusu taşınmazdaki davacı ve diğer mirasçılara ait miras paylarının davalıya temlik edildiği ve bu şekilde davalı adına sicil kaydının oluştuğu kayden sabittir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK"nın 33. (1086 sayılı HUMK"nın 76.maddesi) maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak hâkime aittir.
Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosyada mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının hile hukuksal nedenine değil, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayandığı anlaşılmaktadır. Esasen mahkemede gerekçeli kararında her ne kadar davanın hile nedeniyle tapu iptali ve tescile yönelik olduğunu belirtmiş ise de; toplanan delillerin vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeni yönünden değerlendirildiği görülmektedir.
Yargılama sırasında dinlenen tarafların kardeşleri ve ortak tanıkları olan vekil ... ve ... ile davalı tanığı diğer mirasçı ...tarafların çekişme konusu bağımsız bölümde birlikte yaşadıklarını, annelerinin vasiyeti üzerine ve her ikisi de bekar olduğundan dava konusu bağımsız bölümü birlikte kullanmaları şartıyla davacı dahil tüm mirasçıların bedelsiz olarak miras paylarını davalıya temlik ettiklerini tarafların bu konuda anlaştıklarını belirtmişlerdir. Bu durumda, davacının çekişme konusu dairede birlikte oturmak şartıyla miras payının bedelsiz olarak davalıya devri için vekil ...a vekalet verdiği bir nevi çekişme konusu daire üzerinde miras payının davalıya temliki karşılığında oturma hakkı verilmesini arzuladığı, ancak vekil tarafından, vekil eden yararına ve iradesine uygun davranılmayarak davacıya ait miras payının tapuda satış göstermek suretiyle davalıya devredildiği sonucuna varılmaktadır.
Diğer taraftan, davalının taşınmazdaki davacıya ait miras payının bedelini ödemediği mahkemenin kabulünde olup, davalı savunması ve tanık beyanlarıyla da bu husus sabittir.
O hâlde, yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, çekişme konusu payın vekil ... tarafından davacının rızası hilafında davalı ..."e satış suretiyle temlik edildiği, satış bedelinin ödenmediği, davacının zararlandırılmak suretiyle vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalının, mirasçılar arasında sözlü olarak yapılan, miras paylarının davalıya oturma hakkı verilmesi karşılığında temlikine ilişkin anlaşmanın tarafı olması ve davacıya ait miras payının anlaşmaya aykırı şekilde vekil tarafından kendisine temlik edilmesi nedeniyle vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda olduğu 4721 s. Türk Medeni Kanunun (TMK) 3. maddesi anlamında iyiniyetli kabul edilemeyeceği bu nedenle vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmayacağı kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olması açıklanan gerekçe ve sonucu itibariyle doğrudur. Davalının temyiz itirazı yerinde değildir, reddiyle; usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 512,30 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi