11. Hukuk Dairesi 2015/10019 E. , 2016/704 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09.12.2014 tarih ve 2014/312-2014/572 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 17.07.2011 tarihli sözleşmeye göre davalı ..."nün müvekkiline şirket devrinden önce olan 17.576 Euro tutarındaki şahsi borcunu mümkün olan en kısa zamanda veya fabrika binası satıldığında ya da annelerinden miras kalan apartman dairesinin satışından kendi payına düşen nakit para ile ödeyeceğini taahhüt ettiğini, diğer davalının da sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun vadesinin öncelikle "en kısa zaman" olarak belirlendiğini, bunun 1-2 aylık bir süre zarfını işaret ettiğini, sözleşme tarihi ile icra takibinin yapıldığı tarih gözetildiğinde mümkün olan en kısa zamanın çoktan geçtiğini, sözleşmede belirtilen alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, takibe konu belgenin borç ikrarını içeren bir belge niteliğinin bulunmadığını, vadenin açık ve net belirtilmediğini, fabrika binasının veya muristen intikal eden dairenin satılmadığını, müvekkillerinin anılan belgeye dayalı bir borçlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmenin içeriğine ya da altındaki imzalara itiraz edilmediği, taraflar arasında gerçekleşen hisse devri gereği düzenlenen sözleşmenin devir şartının yerine getirilmesine rağmen, davalı tarafça hisse bedelinin ödenmediği, sözleşme metnine göre 17.576 Euro"nun mümkün olan en kısa zamanda veya fabrika binası satıldığında veya murislerinden kalan dairenin satışından kendi payına düşen nakit paradan ödeneceğinin taahhüt edildiği, sözleşme tarihinin 17.07.2011, ödeme emri tarihinin ise 10.05.2013 olduğu, öncelik sırasına bakıldığında davalının ya da kefilin 17.576 Euro"yu mümkün olan en kısa zamanda ödeme taahhüdünün aradan 3 yıla yakın zaman geçmesine ve icra takibi yapılmasına rağmen ödenmediği, borçlular ödeme güçlüğü içerisinde bulunsalar dahi borçlu oldukları sabit olduğundan sözleşmede "veya fabrika binası satıldığında veya daire satıldığında" şeklinde kararlaştırılan ödeme zamanlarına sığınılarak davacının oyalanmaması gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.605,64 TL temyiz ilam harcının temyiz edenlerden alınmasına, 25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.