11. Hukuk Dairesi 2015/6461 E. , 2016/703 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08.04.2014 tarih ve 2013/87-2014/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ..."un boşanma davalarının temyiz aşamasında olduğunu, davalı ... ."nin birlikte kurulduğunu, davalı eşin şirket müdürü tayin edildiğini, davalı ..."in başka bir kadınla ilişkisi olduğunu, aynı davalının şirketin ... Şubesinde görev verdiği bayan arkadaşına lojman adı altında ev tutup, rayicinin üzerinde maaş ödeyerek şirketi zarara uğrattığını, yine müvekkilinden mal kaçırmak kastıyla şirketin ileriye dağılmış borçlarının yeniden yapılandırarak öne çekildiğini, bu ödemelerin de yapılmamak suretiyle şirket mallarının haczine sebebiyet verildiğini ileri sürerek 50.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, TTK"nın 309. maddesi uyarınca açılan davada hem uğranılan zararın davacı adına tahsilinin istenmesinin, hem de şirketin davalı gösterilmesinin usule uygun olmadığını, talebin içeriğinin anlaşılamadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilince davalı şirketi kesilen tüm fatura ve irsaliyelerin mal teslimine ilişkin olduğunu, diyaliz sarf malzemeleri satan müvekkilinin sadece alacağının peşine düştüğünü, diğer davalı şirketin müvekkiline yüksek miktardaki borcuna karşı verdiği çeklerin karşılıksız çıkması üzerine müvekkilinin iyi niyetle bir borç yapılandırmasına gittiğini, muvazaanın bulunmadığını, alınan senetler ödenmeyince diğer davalı şirket aleyhine takip başlatılarak tahsilatın gerçekleştirildiğini, davacı ortağın da tüm bu hadiselerden haberdar olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davalı ....."nden hem makine ve malzeme alındığını, hem de bu şirketin şahsına nakit para verdiğini, alınan naktin ....."ye kullanıldığını savunmuştur.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin borcundan kaynaklanmayan ve şirket ortağı olan ... ile ilgili olan senet bedellerinin şirket kaynaklarından karşılanarak icraen ödendiği, bu miktarın toplam 642.429,92 TL olduğu ve bu miktar kadar şirketin zarara uğratıldığı, taraflardan .... ile davalı ... . arasında ticari satım sözleşmesine dayalı cari hesap düzeni içinde işleyen bir ticari ilişki mevcut olduğu, cari hesap bakiyesine göre davalı .... ."nin yapılan mal satışları karşısında alacağının bulunduğu, soyut muvazaa ve zararlandırıcı işlem iddiasının dışında somut bilgi ve belge sunulmadığı, davacı taraf, tazminat talebini kendi adına istemiş ise de, yasanın emredici hükmü gereğince hükmolunacak tazminatın şirkete verilmesi gerektiği, tarafların ortağı bulunan şirkete bu davada husumet düşmeyeceği, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davalı ........"ye karşı açılan davanın husumetten, diğer davalı şirkete açılan davanın ise esastan reddine, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, 50.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte bu davalıdan alınarak ....."ye verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalılardan ... ve ..."ne yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece davalı ... .... müdürü olan diğer davalı ..."a ait senet bedellerinin şirket kaynaklarından karşılanarak icraen ödendiği görüşü benimsenerek, 6762 sayılı TTK 309. maddesi uyarınca hükmedilen tazminatın anılan şirkete verilmesine karar verilmiştir.
Ancak, HMK 26. maddesi uyarınca hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka şeye karar veremez. Davacı tarafça, dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminatın davalıdan tahsili talep edildiği, dilekçede 6762 sayılı TTK 309. maddesi uyarınca tazminatın şirkete verilmesine dair bir istem de bulunmadığı halde, mahkemece hükmedilen tazminatın davalılardan ...."ne verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre de davacı vekilinin davalılardan ..."a yönelik sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılardan ... ve ..."ne yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılardan ..."a yönelik diğer temiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.01.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delil tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, lehine tazminatın hükmedildiği şirketle davacının %10 pay sahibi bulunmasına ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.