16. Hukuk Dairesi 2015/11362 E. , 2016/893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden .... vs. vekili Avukat .... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 42 ada 4 parsel sayılı 11.459,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle davacıların miras bırakanı.... ile davalılar ... ve arkadaşları adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları miras yoluyla gelen hakka ve paylaşmaya dayanarak miras payları oranında adlarına tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan ve edinme nedeninde tarafların ortak murisi ... malı iken mirasçıları adına komisyon kararı ile senetsizden oluşturulduğu bildirilen T.sani 1933 tarih 18 sayılı tapu kaydı kapsamında kaldığı, davacıların taşınmazın hangi hukuki nedenle kendi miras bırakanları ...."e isabet ettiğini ispatlayamadıkları gerekçe gösterilmek suretiyle karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Taraflar arasında tespite esas alınan tapu kayıtlarının taşınmazı kapsadığı hususu uyuşmazlık konusu değildir. Taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydı ... oğlu ..."nin malı iken 1309 yılında vefatıyla mirasçılarına intikal ettiği bildirilerek Tapu Komisyonun kararı ile ... mirasçıları adına senetsizden paylı olarak oluşturulmuştur. Uyuşmazlık, tapu kaydının bu edinme nedenine göre kayıtta davalılar veya murislerine ait payların 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/B-c maddesi gereğince hukuki değerini yitirip yitirmediği, tapu kaydı hukuki değerini yitirmemiş ise tapu kayıt malikleri arasında paylaşma yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacılar taşınmazın paylaşıldığını ve bu paylaşımda kendilerine isabet ettiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Davacıların paylaşıma dayandığı ve dinlenilen yerel bilirkişi ile tanıklarında taşınmazı bildiklerinden beri davacıların miras bırakanı olan ..."nın çocukları .... ve .... tarafından kullanıldığını beyan etmesine göre mahkemece; davalılar veya miras bırakanlarına ait tapu kaydındaki payların davacılar yararına hukuki değerini yitirip yitirmediği konusunda özellikle ölüm tarihleri, tedavül durumu ve tespit tarihi dikkate alınmak suretiyle değerlendirme yapılmamış, öte yandan tapu kaydının varsa hukuki değerini koruyan pay veya payları yönünden tapu kayıt malikleri arasında paylaşım yapılıp yapılmadığı, diğer pay sahibi veya mirasçılarının fiilen kullandıkları başkaca taşınmaz bulunup bulunmadığı, tapu kayıt maliki olan paydaşlar veya onların mirasçıları adlarına taşınmaz tespit ve tescil edilip edilmediği yerel bilirkişi ve tanıklara sorulmamış, diğer paydaşların fiilen kullandıkları başkaca taşınmaz bulunması veya adlarına tespit ve tescil edilen taşınmaz olması halinde bu hususun tapu kayıt malikleri arasında paylaşmaya karine olup olamayacağı hüküm yerinde tartışılmamıştır. Doğru sonuca ulaşabilmek için öncelikle tapu kayıt maliklerinin tümünün ölüm tarihlerini gösterir verasete esas açık nüfus kayıtları getirtilmeli, akabinde tapu kayıt maliki ve mirasçılarının açık kimlik bilgileri yazılarak adlarına tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı, bundan sonra mahallinde taşınmazı iyi bilen, yaşlı, tarafsız 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın kimin zilyetliğinde olduğu, zilyetliğin hangi tarihte ve ne zaman başladığı ile sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, tapu kayıt malikleri arasında gerek tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazlar yönünden gerekse terekeye tabi olan başkaca taşınmazların paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşıldıysa hangi tarihte paylaşıldığı, paylaşımda hangi taşınmazın kime düştüğü, diğer tapu kayıt maliki veya mirasçılarının fiilen kullandıkları taşınmaz bulunup bulunmadığı, varsa hangi taşınmazları kullandıkları hususunda olaylara dayalı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık beyanları getirtilen kadastro tutanakları ile denetlenmeli, yine paylaşıma tabi tutulduysa kime kaldığı, paylaşma tarihinden sonra taşınmazın kim tarafından hangi süreyle ve ne şekilde kullanıldığı belirlenmeli, beyanlar arasında çıkabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, somut olayın özelliğine göre tapu kaydında davalılar veya murislerine ait payların 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/B-c maddesi gereğince hukuki değerini yitirip yitirmediği tartışılmalı, tapu kaydının hukuki değerini koruyan pay veya payları yönünden ise tapu kayıt malikleri arasında paylaşım yapılıp yapılmadığı irdelenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve karar tarihinden sonra sunulan kabul beyanlarının paylı mülkiyet ile elbirliği şeklindeki mülkiyet hükümleri karşısındaki hukuki değeri dikkate alınarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.350,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren temyiz edenlere verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
09.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.