1. Hukuk Dairesi 2014/14015 E. , 2016/1680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TENKİS
Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda; yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava tenkis, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir.
Davacılar, muris ..." un 02/4/2009 tarihinde öldüğünü, geride mirasçıları davacılar, eşi ... ve kızları ... ... ... ... ... ve davalı ..." in kaldığını, diğer davalı ..." nın murisin oğlu ... in karısı olduğunu, murisin 26/2/2004 tarihinde, 675 parsel sayılı taşınmazın tamamını, 673 parsel sayılı taşınmazın 5/40 payını, 1229 parsel sayılı taşınmazın 6/9 payını tek erkek çocuğu olan davalı ..." e bağış suretiyle temlik ettiğini, 04/11/2008 tarihinde, 673 parsel sayılı taşınmazın 15/40 payı ile 1229 parsel sayılı taşınmazın 3/9 payını oğlu ..." in karısı davalı ..."ya bağışladığını, murisin temlikleri, eşi ve diğer çocukları olan davacıların saklı payının ihlâl kastı ile gerçekleştirdiğini ileri sürerek, davacıların saklı payını aşan tasarrufların aynen tenkisini, olmadığı takdirde davalıların tercih hakkını kullandığı tarihten itibaren yasal faize hükmedilmesini istemişlerdir.
Davalı ..., eşi olan diğer davalı ..."in evden ayrılıp gayriresmi birliktelik yaşadığını, murisin, kendisi ve 4 torununun geçimini temin amacıyla taşınmazlar bağışladığını murisin davacı Hürbiye Köse" ye de 495 parsel sayılı taşınmazın 5/7 hissesini hibe ettiğini, bu durumun murisin mal kaçırma amacının olmadığını gösterdiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., 675 parsel sayılı taşınmazın tamamının, 673 parsel sayılı taşınmazın 5/40 payının, 1229 parsel sayılı taşınmazın 6/9 payının muris Dursun tarafından kendisine bağış suretiyle temlik edildiğini, aleyhinde açılan davayı kabul ettiğini belirtip, taşunmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras hisseleri oranında tescilini, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalı ... hakkındaki dava açısından; davacı Hürbiyan yönünden, adı geçen davacının saklı payına bir tecavüz olmadığı, diğer davacılar yönünden ise murisin saklı payı zedeleme kastı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine, davacılar Reyhan, Nazmiye, Neriman ve Fatma yönünden, davalı ..."e karşı açılan davanın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı Hürbiyan yönünden ise saklı payına tecavüz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine hüküm verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacıların murisin eşi ve kızları, davalı ..." in murisin oğlu, diğer davalı ..." nın, davalı ..." in eşi olduğu, murisin 02/4/2009 tarihinde öldüğü, davanın 24/4/2009 tarihinde açıldığı, murisin 26/2/2004 tarihinde 675 parsel sayılı taşınmazın tamamını, 673 parsel sayılı taşınmazın 5/40 payını, 1229 parsel sayılı taşınmazın 6/9 payını davalı ..." e bağış suretiyle temlik ettiği, yine murisin, 04/11/2008 tarihinde, 673 parsel sayılı taşınmazın 15/40 payını, 1229 parsel sayılı taşınmazın 3/9 payını davalı ..." ya bağış suretiyle temlik ettiği, murisin, 01/12/2003 tarihinde 495 parsel sayılı taşınmazı davacı kızı ..." e bağış suretiyle temlik ettiği, murisin üzerine kayıtlı, 4/14 oranında paydaşı olduğu 607 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu, davalı ..." in, aleyhinde açılan davayı kabul edip, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras hisseleri oranında tescilini istediği anlaşılmaktadır.
Davalı ..., 28/12/2009 tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiğinden, bu davalı yönünden kabul beyanı nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Bilindiği gibi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 565/3. maddesi gereğince, mirasbırakanın ölümünden önceki bir yıl içinde yapılan bağışlamalar mutlak olarak tenkise tabi olup, 02/4/2009 tarihinde ölen murisin, 04/11/2008 tarihinde, 673 parsel sayılı taşınmazın 15/40 payını, 1229 parsel sayılı taşınmazın 3/9 payını davalı ..." ya bağış suretiyle temlik ettiği gözetildiğinde, mahkemece, davalı ..." in eşini ve çocuklarını terkederek, başka bayanla ilişki yaşadığı, çocuklarının ve eşinin bakımını ve ihtiyaçlarını karşılamadığı, bunun üzerine miras bırakanın gelini davalı ... Harşit ile torunlarının ileride mağdur olmamaları için dava konusu taşınmazların bir kısım hissesini sağlığında davalı gelinine hibe ettiği, dolayısıyla miras bırakanın davalı gelinine yapmış olduğu karşılıksız kazandırmalar yönüyle davacıların saklı payını zedeleme kastının bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.
Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK"nin 506. maddesinde belirlenen
saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (... Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin... oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
Hâl böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda, davalı ..." in murisin kendisine temlik ettiği dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras hisseleri oranında tescilini içerir kabul beyanı, yine mirasbırakanın davalı ..."ya ölümünden bir yıl önce bağış suretiyle yaptığı temlikin mutlak tenkise tabi olduğu gözetilerek 673 parselin 15/40 payı ile 1229 parselin 3/9 payının da tenkis hesabında nazara alınması ve murisin lehine kazandırmada bulunduğu davacı Hürbiye yönünden de yeniden tenkis hesabı yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.