22. Hukuk Dairesi 2017/2412 E. , 2017/2103 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş akdinin başka bir işçinin açtığı alacak davasında işyeri aleyhine tanıklık yaptığı için bildirimsiz haksız ve kötüniyetle feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve kötüniyet tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı İsteminin Özeti:
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek, yapılan yargılama sonucunda, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K,; HGK. 2012/9-851 E. 2012/705 K. 10.10.2012 ).
Bozma kararı ile ilk hüküm ifa kabiliyetini yitirir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.09.1991 tarih ve 281-415 ve 25.09.1991 tarih ve 355-440 sayılı kararları)
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hüküm olup, bu yeni hükmün, tüm istekleri karşılar nitelikte yeniden yazılması gerekir.
Mahkemece hataen Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 25.02.2014 tarih ve 2013/27525 esas 2014/4539 karar sayılı bozma ilamına uyularak hüküm kurulduğu gerekçede belirtilmiş ise de bozma kararının bu dosya ile ilgili olmadığı ancak Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2013/27525 E. 2014/4539 K. sayılı 25.02.2014 tarihli bozma kararının dosya ile ilgili olduğu ve uyulan bu karar sonucu mahkemece kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı hakkında hüküm kurulup diğer taleplerin reddedildiği anlaşılmıştır. Kıdem tazminatı ile kurulan hükmün sonuna "bu konuda verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" ibaresi eklenmesi hatalı olmuştur.
2-Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma ve hesabı yönlerinden 4857 sayılı İş Kanunu önemli değişiklikler getirmiştir. Öncelikle 17. maddenin 6. fıkrasının açık hükmüne göre, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
Somut olayda davacı iş güvencesi kapsamındadır. 4857 sayılı İş Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden sonra kötüniyet ve ihbar tazminatı ayrı ayrı alacaklar olup davacının ihbar tazminatı talebi bulunmadığından sözkonusu tazminat alacaklarının birbirine dönüşemeyeceği düşünülmeden kötüniyet tazminatı talebinin reddi gerekirken bu talebin ihbar tazminatı olarak hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2017 günü oybirliği ile karar verildi.