Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/786
Karar No: 2015/5010
Karar Tarihi: 21.10.2015

Kasten öldürme - 6136 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2015/786 Esas 2015/5010 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, sanık hakkında kasten öldürme suçundan verilen hükmü onamıştır. Ancak, haksız tahrik hükümleri uygulanması gerektiği düşüncesinde olan muhalif üyeler olduğu belirtilmiştir. Kararda, sanığın maktulü öldürmeden önce dirgenle saldırdığı iddia edilmiştir. Bunun yanı sıra, olay günü verilen ilk raporda darp ve cebir izi tespit edilmemesi ve bu bulguların daha sonra ikinci ve üçüncü raporlarda yer alması nedeniyle çelişki yaşandığı belirtilmiştir. Kararda, uygulanan kanun maddeleri 6136 sayılı Kanun ve TCK'nun 29. maddesidir.
1. Ceza Dairesi         2015/786 E.  ,  2015/5010 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet

1-) Sanık .... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın itiraza tabi olduğu ve bu şekilde incelendiği anlaşılmakla inceleme dışı bırakılmıştır.
2-) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ... ... .... kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin ve takdiri indirim sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş, verilen hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden, katılanlar vekilinin suç vasfına, sanık müdafiinin yasal savunmaya, hukuka uygunluk sebebi bulunduğuna, haksız tahrik indirimi yapılması gerektiğine, eksik incelemeye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, üyeler ..... ..... ve ... .....ın TCK.nun 29. maddesinin uygulanması ve bu nedenle hükmün bozulması gerektiği yönündeki karşı oyları ile 21/10/2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Dairemizin çoğunluk görüşü ile aramızda tahrik hükmünün sanık lehine uygulanıp uygulanmayacağı noktasında bir uyuşmazlık bulunmaktadır.
Sanık hem Jandarmada, hem Cumhuriyet savcılığında, hem sorguda, hem de Mahkemede verdiği ifadelerinde ; maktulün kendisine, seni öldüreceğim anasını avradını sinkaf ettiğim diyerek dirgen tabir edilen ucu tahtadan olan çatallı bir aletle saldırdığını, bu aletle boğazına doğru bastırdığını, kendisinin de bunun üzerine maktule ateş ettiğini söylemektedir. Sanık, maktulün kendisine saldırmakta kullandığı dirgeni alarak eve götürdüğünü, bu dirgeni de jandarmalara teslim ettiğini iddia etmektedir. Gerçekten de sanık tarafından jandarmalara bu dirgen teslim edilmiştir.
Sanık, maktule ateş ettikten hemen sonra evine gelmiş, ilk olarak köy muhtarı ..."u aramış ona da maktulün kendisine dirgenle saldırdığını, kendisinin de ona tabancayla ateş ettiğini anlatmıştır. Köy muhtarı tanık ...."da bu anlatımı doğrulamıştır. Sanık köy muhtarına olayı hemen haber vermiş daha sonra oğlu olan tanık Kamuran"a jandarmaya da olayı bildirmesini isteyerek, oğlunun jandarmayı aramasını sağlamıştır.
Sanığın oğlu olayı gören tanık ....."de, olayın oluş şeklini babası olan sanık gibi anlatmış, maktulün babasına dirgenle saldırdığını ve dirgeni boğazına doğru bastırdığını söylemiştir.
Olayın görgü tanıklarından olan maktulün eşi ....., maktülün elinde çatal uçlu dirgen olduğunu, bununla çalı çırpı temizlediğini ancak eşinin bununla sanığa saldırmadığını, sadece sanık tarafından ateş edildikten sonra bu çatal dirgenle silahı almaya çalıştığını, ancak silahı alamadığını söylemiş, eşinin sanığa vurduğu yönünde bir beyanda bulunmamıştır.
Tarafların beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, olay yerinde maktule ait bir dirgen olduğu sabittir. Ancak bu dirgenle sanığa vurulup vurulmadığı tartışılmalıdır. Olay saat:16.00 sıralarında meydana gelmiş, jandarma sanığın evine saat:16.30 sıralarında intikal etmiş, sanık 16.45"te göz altına alınmıştır. Sanığın hem nezarethaneye giriş ve hem de darp ve cebir şikayetiyle ilgili olay günü verilen ilk raporu saat:18.55 sıralarında verilmiş, bu raporda darp ve cebir izinin olmadığı belirtilmiştir. Bu rapordan ve olaydan 1 gün sonra 01/07/2013 tarihinde saat:10.00"da Devlet Hastanesi tarafından verilen raporda “boyun her iki yan-ön kısımda 3x2 cm şişlik, sol tarafta 0,5 cm kesi tespit edilmiştir. Baş arka kısımda ağrı tarif edilmektedir. BTM ile giderilebilir” denilmiştir. Bu rapordan sonra çelişki nedeniyle 3. bir rapor aldırılmış bu raporda, 01/07/2013 tarihinde saat:10.56"da düzenlenmiştir. 3. raporda; “boynun her iki tarafında eski düzelmeye yüz tutmuş minimal peteşial ekimotik odaklar mevcut (en az bir haftalık olduğu düşünülmektedir) sol tarafta minimal şişlik mevcut, boynun sol tarafında 0,5 cm"lik minimal kesi izi (iyileşmekte olan, eski) mevcut” denilmiştir.
Sanık hakkında olaydan 1 gün sonra düzenlenen 2. ve 3. raporda darp ve cebir izi ile ilgili bulguların varlığı kabul edilmiştir. 2. ve 3. roparlarda açıkça tarif edilen bulgular gözetildiğinde, olay günü ve olay saatinden 3 saat sonra verilen ilk raporun gerçeği yansıtmadığı sabit olmuştur. İlk raporu veren doktor var olan bulguları dahi görmemiştir.
2. raporda açıkça darp ve cebir izi tarif edilmiş olup, bu rapordaki bulgular sanığın savunması ve tanığın oğlu Kamuran"ın beyanları ile örtüşmektedir. 3. rapora gelince, 3. rapor ilk raporda yazılmayan darp ve cebir izine ilişkin bulguların 2. rapordaki gibi yazılmasının yanında, işkence iddiaları veya nezarethanede kötü muamele iddiaları gündeme geldiğinde, kamu görevlilerinin soruşturma geçireceği endişesine bağlı olarak bulguların eski olduğu özellikle belirtilmek suretiyle böyle bir iddiaya karşı bir kılıf hazırlanmaya çalışılarak hazırlanmıştır.
Sanık olaydan sonra kaçmamış, olayın hemen akabinde evine gelerek, zaman geçirmeden köy muhtarını aramış, köy muhtarı olan tanığa, maktulün kendisine dirgenle saldırdığını anlatmış, daha sonra oğlu Kamuran"a jandarmayı aratmış, saat:16.00"da meydana gelen olaydan sonra saat:16.30 "da evine intikal eden jandarmaya maktulün kendisine dirgenle saldırdığını söyleyerek olay yerinden aldığını söylediği dirgeni teslim etmiştir. Sanığın kendisine dirgenle saldırdığını savunmasının yanı sıra, oğlu olan ve olayı bizzat gören tanık Kamuran bu hususu doğrulamış, köy muhtarı olan tanığı da telefonda aynı şekilde olayı anlatmış, köy muhtarı olan tanıkta kendisine anlatılan hususları doğrulamıştır. Maktulün eşi dahi maktulün elinde dirgen olduğunu kabul etmekte ancak maktule ateş edilmesinden sonra, maktulün elindeki dirgenle sanığın elindeki silahı almayı çalıştığını söylemektedir. Bu durumda maktulün elinde olay anında bir dirgen olduğu ve bu dirgenin de sanığın jandarmaya teslim ettiği dirgen olduğu anlaşılmaktadır. Sanığın kendisine dirgen ile saldırıldığı ve darp edildiği savunması, yukarıda izah edilen 2. raporda açıkça yazılmış olup, 3. raporun kamu görevlilerinin korunmasına yönelik endişeler taşıması nedeniyle kabul edilmesi mümkün olmadığından, sanığın darba uğradığı kabul edilmeli ve sanık hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanmalıdır. Sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun tahrikin varlığını kabul etmeyen kararına katılmıyoruz.
Muhalif Üye Muhalif Üye
21/10/2015 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı .... ....."nin huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ..... müdafii Avukat .... ...."nun yüzüne karşı 22/10/2015 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi