15. Hukuk Dairesi 2016/4035 E. , 2018/528 K.
"İçtihat Metni"....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, davalının icra inkâr tazminatı ile sorumlu ututulmasına dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davalı kooperatifin pompa, trafo ve motor satış, bakım, tamir ve montaj işlerinin yapımı konusunda eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu ve varlığı sabittir. Yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte, davacı yüklenicinin bu işle ilgili düzenlediği faturalar takip talebine ekli ve bilirkişi raporuna göre davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu gibi 257763 numaralı 59.000,00 TL meblağlı fatura takip talebinin borcun sebebi kısmında yazılı olmamakla birlikte bu fatura da davalı defterlerinde kayıtlı olduğundan davacı yüklenicinin davalının defterlerine kayıtlı sözleşmeyle ilgili tüm faturalardaki işleri yaptığı ve bedellerine hak kazandığı anlaşılmaktadır. Davacı, takip talebinde 5661, 5662 ve 252664 nolu fatura bedelleri toplamı 52.333,00 TL"yi takipten önce tahsil ettiğini kabul etmektedir. Bunun dışında 257763 numaralı 59.000,00 TL meblağlı fatura da tahsil edilmiş olup takip talebinde bununla ilgili bir alacak istemi bulunmamaktadır. Bunların dışında davalı defterlerinde davacıya yapılan bir kısım ödemeler dahi olup banka dekontu, makbuz gibi ödeme belgelerinin bulunduğu mali müşavir bilirkişinin 18.09.2014 tarihli raporunda görülmektedir.
Bu durumda mahkemece öncelikle, davalı defterlerinde kayıtlı olan sözleşmeyle ilgili davacıya yapılmış görülen ödemelerle ilgili davacının beyanı alınıp, kabul edilmez ise dayanağı olan banka dekontlarıyla ilgili ait olduğu bankalardan sorulup araştırılmak, diğer müstenidat belgelerdeki ödemelere karşı çıkılması halinde asılları davalıya ibraz ettirilip sıhhati yöntemine uygun olarak araştırıldıktan sonra, mali müşavir bilirkişiden davalı
....
defterlerine kayıtlı olup bir kısmı takip talebinde yazılı ve bir tanesi takipte gösterilmeyen .... nolu fatura bedelleri toplamına davacının hak kazandığı kabul edilip, bulunacak toplam hakedilen bedelden ödenen 257763 nolu fatura bedeli 59.000,00 TL ile davacının takip talebinde takipten önce ödendiğini kabul ettiği 5661,5662 257664 nolu fatura bedelleri toplamı 52.333,00 TL ile bozmadan sonra yapılacak araştırmayla saptanacak ödeme toplamları düşüldükten sonra kalan, alacak miktarı konusunda denetime elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu davanın kabulü doğru olmamıştır.
818 sayılı BK. 101 ve 6098 sayılı TBK"nın 117. maddesi hükmünce, bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, alacaklının yöntemine uygun ihtarıyla borçlunun temerrüde düşürülmüş ya da borcun kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması gerekir. Somut olayda kesin vade olmadığı gibi, icra takibinden önce borçlu usulüne uygun ihtarla temerrüde düşürülmediğinden, işlemiş faiz istemin reddi yerine işlenmiş faize itirazın iptâlini de kapsayacak şekilde kabul kararı verilmesi de isabetsiz olmuştur.
Öte yandan itirazın iptâli davalarında borçlunun İİK"nın 67/II. maddesi hükmünce icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın likit olması zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuyla saptandığından alacak likit ve borçlunun araştırılacak ödeme savunmaları dikkate alındığında itirazında tamamen haksız sayılamaz. Bu halde koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddi yerine kabulü de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Kararın belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....