16. Hukuk Dairesi 2020/3818 E. , 2021/1593 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; taşınmaz başında keşif yapılmamış olması nedeniyle uyuşmazlığın hangi parselle ilgili olduğu, zemindeki yerinin doğru olup olmadığı, davacı tarafından zilyetlik iddiasında bulunulan taşınmazın zeminde hangi parselde kaldığı hususlarının aydınlığa kavuşmadığı belirtilerek; mahkemece, komşu parsel tutanak ve dayanakları, çekişmeli taşınmazların yer aldığı 173 numaralı iç ziraat parseli içinde kalan tüm parselleri bir arada gösterir pafta örneği, kadastro sırasında Hazine adına 2/B niteliği ile tapu kütüğüne aktarılan 105 ada 439 sayılı parselde 3402 sayılı Kadastro Kanunu"na 5831 sayılı Kanun"un 8. maddesi ile eklenen Ek- 4. maddesi gereğince yapılan çalışmada 439 sayılı parsel 105 ada 456 ilâ 468 sayılı parseller olduğundan bu parsellere ait kadastro tutanak suretleri, kesinleşmişlerse tapu kayıtları, davalı iseler dava dosyaları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, kesinleşen orman kadastrosu ile 2. madde uygulamasına ait tüm tutanak ve haritalar ilgili yerlerden getirtilip, öncelikle dava edilen taşınmazın hangi parsel olduğunun saptanması, daha sonra davacının iddiaları ve tüm kanıtları birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu ...,... ve 460 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına olan tapularının bilirkişi raporu ve ek raporları doğrultusunda iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, ecrimisile yönelik talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ile davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
1) Davaya konu 460 parsel sayılı taşınmazın 1965 yılında yapılan orman kadastrosunda orman tahditi içindeyken 1980 yılında 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun"un 2. maddesi kapsamında Hazine adına dışarı çıkarılan yerde kaldığı uyuşmazlık konusu değildir. 6831 sayılı Kanun"un Ek 10. maddesinde düzenlendiği üzere 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.091983 tarihli ve 2896 sayılı Kanun ve 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisabı mümkün bulunmadığından bu taşınmaz hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden 460 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükmün BOZULMASINA,
2) 439 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı, 2008 yılında ödediği ecrimisilin haksız olduğunu ileri sürerek kendisine iadesini talep etmiştir. 439 parsel sayılı taşınmaz idari yoldan Hazine adına tescil edildiğine, öncesinin tapulama harici yerlerden olup bu nitelikte taşınmazlarda davacının üstün hakkı bulunmadığından, Hazine tarafından ecrimisil talebinde bulunulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir.
Davalı Hazinenin 439 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; davaya konu parsel 1965 yılında yapılan tahdit sırasında 173 numarasıyla orman içi parsel olarak orman tahditi dışında bırakılmıştır. Dosya kapsamına göre yargılama sırasında yapılan düzeltme çalışmasıyla orman tahdit haritası ve tutanaklar arasındaki uyumsuzluk düzeltilmiş ve idari yoldan Hazine adına tescil edilmiştir. Mahkemece, bu parsel üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; taşınmazın 40-50 yaşlarında kapama zeytin bahçesi olduğu, zeytinlerin bir kısmının dikme, bir kısmının deliceden aşılı olduğunu bildiren ziraatçi bilirkişi raporunda zeytinlerin sayısı, kaç adedinin deliceden aşılı olduğu, aşı yaşları açıklanmamış; aynı bilirkişi raporunda 1996 tarihli memleket haritasında taşınmazın tamamının açıklık alan olduğunun belirtilmesi karşısında, dava tarihinden 15-20 yıl önceye ait hava fotoğrafları incelenerek ziraat bilirkişisinin raporu denetlenmemiş olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarıyla bu fotoğraflardan üretilen memleket haritası ve varsa ortofoto haritalarının Orman İdaresinden ve Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi bilirkişi, bir ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası, ortofoto haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır. Ayrıca, keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, üzerindeki zeytinlerin dikme yoluyla mı, deliceden aşılanma suretiyle mi olduğu, aşılanma suretiyle ise aşı yaşları, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, önceki ziraat bilirkişi raporlarını irdeleyen, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.02.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.