Esas No: 2015/7614
Karar No: 2016/3409
Karar Tarihi: 25.05.2016
Silahla ayaklanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/7614 Esas 2016/3409 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2015/7614 E. , 2016/3409 K.
"İçtihat Metni"
İtiraz edilen Mahkeme Kararı : Asliye Ceza Mahkemesinin
İtirazla İlgili Hüküm : 764 sayılı TCK"nın 304/1-2-3, 81/1, 31. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Suç : Silahla ayaklanmaİtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
I. GENEL OLARAK
Ceza Muhakemesi Kanunu 308. maddesi gereğince; Yargıtay Ceza Dairelerinin kararlarına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde aleyhe, süre koşulu olmaksızın lehe itiraz edebilir. İtirazı, kararı veren daire inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir, görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.
İtirazı incelemekle görevli daire, sanığın üzerine atılı "silahla ayaklanma” suçundan temyiz inceleme tarihi itibari ile 6545 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 14. maddesi hükmü, 20.07.2014 gün ve 29066 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 17.07.2014 tarih ve 2014/2 sayılı kararına göre Yargıtay 4. Ceza Dairesidir.
Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. madde hükmü doğrultusunda Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulunun 19.01.2015 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanan 2015/8 sayılı kararı ile itiraza konu suçların kanun yolu incelemesi yapmakla Yargıtay 16. Ceza Dairesi görevlendirilmiştir.
Yasal düzenleme ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun kararı doğrultusunda itirazın incelemesinde Dairemizin görevli olduğu kabul edilmiştir.
II. İTİRAZ EDİLEN KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.11.2015 tarih KD-2015/345309 sayılı yazısı ile Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06.11.2014 tarih ve 2014/18101 Esas, 2014/32141 Karar sayılı onama kararına aşağıdaki nedenlerden dolayı itiraz edilmiştir.
Konunun Takdimi :
Sanıklar ...., hakkında cezaevi idaresine karşı ayaklanma suçundan 765 sayılı TCK 304/1 maddesince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
... Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 15.01.2009 tarih ve 2000/18 Esas, 2009/1 Karar sayılı ilamıyla sanıklar hakkında 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yazılı hükümlerin sanık lehine olduğu kabul edilerek 1- ... hakkında TCK 304/2 maddesi delaletiyle TCK 304/1, 2, 3 md 7 Yıl Hapis ve TCK 81/1 md 8 Yıl Hapis TCK 31/1 md kısıtlılık altına alınmasına, 2- Ramazan Kaya ve ... hakkında TCK 296/1 md 6 Ay Hapis ve TCK 58/1, 53/1 md 3- TCK 109/2-3/a md 4 Yıl Hapis ve TCK 58/1, 53/1 md cezalandırılmasına 3- Bilgin Muslu hakkında TCK 102/4, 104/2 md zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği,
Hüküm sanıklar ...,... ve ... tarafından yasal süresi içinde, temyiz edildiği ve yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 13.12.2011 tarih ve 2011/18932 Esas, 2011/24020 Karar sayılı ilamıyla sanıklar ..., ... ve ... hakkında, sanıkların her iki olayda da 3"er kişi oldukları gözönüne alındığında, 5237 sayılı TCK 296/1-2 cümlesinde, "hükümlü ve tutuklu sayısının üçten fazla olmaması halinde, bu suçtan dolayı cezaya hükmedilmez" düzenlemesi yer almakta olup, 765 sayılı TCK 304. maddesinde yer alan benzer düzenlemeye yer verilmemesi karşısında, lehe olan yasanın bu husus dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi usul ve kanuna aykırı görüldüğünden hükmün bozulmasına karar verildiği,
Bozma sonrasında ... Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 765 sayılı TCK 304/1 maddesinin sanık lehine olduğu kabul edilerek 03.04.2012 tarih ve 2012/26 Esas, 2012/47 Karar sayılı ilamıyla, 1- Sanık ... hakkında TCK 304/1, 1, 2, 3 md, TCK 81/1 md 8 Yıl Hapis ve TCK 31 md kamu hizmetlerinden müebbeten yasaklanmasına, 2- Sanıklar ... ve ... hakkında TCK 304/1, 1, 2, 3 md 5 Yıl 6 Ay Hapis ve 1412 sayılı C.Y.Yasasının 326/son md kazanılmış hakları gözetilerek sanıklar hakkında 4 Yıl 6 Ay Hapis ve TCK 31 md kamu hizmetlerinden müebbeten yasaklanmasına ilişkin mahkumiyet kararı verildiği,
Hüküm sanıklar ..., ... ve ... müdafileri tarafından yasal süresi içinde temyiz edildiği ve sanıklar hakkında yapılan
temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06.11.2014 tarih ve 2014/18101 Esas ve 2014/32141 Karar sayılı ilamıyla, sanıklar hakkında verilen mahkumiyet kararlarının onanmasına karar verildiği,
... vekili 21.09.2015 tarihli karar düzeltme istemini içeren dilekçesiyle, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda cezaevi idaresine karşı ayaklanma suçunun unsurlarının değiştiğini ve en az dört kişi ile işlenebilen suç olduğunu ve sanıkların üç kişi olduklarını ve bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığını ileri sürerek sanıkların üzerine atılı bulunan suçtan beraatlerine karar verilmesi gerektiğini ileri sürdüğü, 765 sayılı TCK hükümleri ile 5237 sayılı TCK hükümlerinin 5252 sayılı Kanun kapsamında eski kanun ve yeni kanun blok halinde uygulanarak ortaya çıkan sonuçlar birbirleriyle karşılaştırılarak değerlendirme yapılması gerektiği ileri sürdüğü,
Bunun dışında sanık ... hakkında TCK 81/1 maddesince uygulama yapılırken tekerrüre esas alınan hükümlülüğün .... Asliye Ceza Mahkemesinin 1995/322 Esas ve 1998/341 Karar sayılı ilamını 2 Ay Hapis ve 3.00 TL Ağır para cezasına ilişkin olduğu,
Hükümlü ... hakkında 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/5 uygulama olanağının bulunup bulunmadığı araştırılmamış ve daha sonra ... Asliye Ceza Mahkemesince 12.03.2015 tarih 1995/322 Esas, 1998/341 Karar sayılı ilamıyla sanık hakkında verilen ek karar ile CMK"nın 231/5 maddesince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve ek karar dikkate alındığında sanık hakkında TCK 81/1 maddesinde yazılı tekerrür hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı ileri sürülerek itirazen kararın düzeltilmesi isteminde bulunulduğu,
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06.11.2014 tarih ve 2014/18101 Esas ve 2014/32141 Karar sayılı ilamıyla sanık ... hakkında verilen onama kararının hukuka aykırı nitelikte olduğu,
Sanık hakkında 765 sayılı TCK 81/1 maddesince uygulama yapılırken tekerrüre esas hükümlülüğün ...Asliye Ceza Mahkemesinin 1995/322 Esas ve 1998/341 Karar sayılı ilamını 2 Ay Hapis ve 3.00 TL Ağır para cezasına ilişkin olduğu ve TCK 81/1-3 maddesince tekerrüre esas alınan ceza miktarından fazla artırım uygulanmayacağı gözetilmeden, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 03.04.2012 tarihli ve 2012/47 sayılı kararıyla sanık hakkında 765 sayılı TCK 81/1 maddesince 1/7 oranında artırım yapılarak 1 yıl hapis cezasının temel cezaya ilave edilmek suretiyle toplam 8 yıl hapis cezasına hükmedildiği, bu durumun TCK 81/3 maddesine aykırı nitelikte olduğu, sanık hakkında TCK 81/1 maddesince uygulama yapılırken ... Asliye Ceza Mahkemesinin 1995/322 Esas ve 1998/341 Karar sayılı ilamını 2 Ay Hapis ve 3.00 TL Ağır para cezası dikkate alınarak bu miktardan fazla ceza tayin edilemeyeceğinin gözetilmediği,
Ayrıca sanığın sabıka kaydında bulunan cezaevinde ayaklanma suçundan önce işlenip infaz edilmeyen İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.1995 tarih ve 1995/106 Esas, 1995/85 Esas sayılı ilamıyla 6136 sk 13/1, 59/2 md 10 Ay Hapis ve 233 TL Ağır para cezası ve 647 sk 4 md 1.733.000 TL Adpc ve 647 sk 6 md Ertelenmesine ilişkin ilamın infazının yapılamadığının belirtildiği,
Daha sonra inceleme sırasında 09.11.2015 tarihinde alınan yeni sabıka kaydında 27.05.1999 tarihinde içtimaen infaz edildiğinin belirtildiği,
Bunun dışında sanığın işlediği kabul edilen cezaevinde ayaklanma suçundan önce işlenmiş ve infaz edilmiş başkaca bir hükümlülüğünün bulunmadığı,
Tekerrüre esas alınan, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 1995/322 Esas ve 1998/341 Karar sayılı ilamını 2 Ay Hapis ve 3.00 TL Ağır para cezasına ilişkin hükümlülüğün 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/5 maddesi uyarınca, ...Asliye Ceza Mahkemesince 12.03.2015 tarih 1995/322 Esas, 1998/341 Karar sayılı ek karar ile CMK"nın 231/5 maddesince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu durumda sanık hakkında söz konusu ilamın TCK 81/1 maddesine dayanak yapılmayacağı, dosya kapsamından anlaşılmakla,
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06.11.2014 tarih ve 2014/18101 Esas ve 2014/32141 Karar sayılı ilamıyla, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararlarının onanmasına ilişkin kararın hukuka aykırı nitelikte olduğu kabul edilerek anılan karara itiraz edilmiştir.
İtiraz Nedenleri :
İtiraza konu uyuşmazlık hükümlü ... hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 765 sayılı TCK 304/1 maddesinin sanık lehine olduğu kabul edilerek 03.04.2012 tarih ve 2012/26 Esas, 2012/47 Karar sayılı kararıyla verilen mahkumiyet kararında suç vasfına yönelik herhangi bir isabetsizlik görülmediği, ancak sanık hakkında 765 sayılı TCK 81/1 maddesince uygulama yapılırken sanık hakkında uygulanan 1 yıl hapis cezasına ilişkin artırımın hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir.
Bir suçtan dolayı kesinleşen bir hükümle mahkûm olan bir kimsenin, cezası infaz edildikten sonra yasada belirtilen süre içerisinde yeni bir suç işlemesi olarak tanımlanan tekerrür, 765 sayılı TCK’nın 81 ve müteakip maddelerinde düzenlenmiştir.
765 sayılı TCK’nın 81. maddesinin birinci fıkrasında tekerrürün koşulları ile “basit tekerrür” nedeniyle cezada yapılacak artırım oranı belirlendikten sonra, üçüncü ve dördüncü fıkralarında “tekerrürden dolayı zammı lazım gelen miktar, hiçbir suretle evvelki suç için hükmedilmiş olan cezaların en ağırından ziyade olarak tayin olunamaz.
Önceki veya sonraki suçlardan biri para cezası ve diğeri başka bir ceza olduğu taktirde tekerrürden dolayı yapılacak zam miktarının tayininde 19 veya 40. maddelerde yazılı nispet kaideleri tatbik olunur” hükümlerine yer verilmiştir.
765 sayılı TCK’nın 81/3 maddesine benzer şekilde, 5275 sayılı Kanunun “Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimi ve Denetimli Serbestlik Tedbiri” başlıklı 108. maddesinin 2. fıkrasında “Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz” hükmüne yer verilmiş olup bu hüküm nedeniyle birden fazla tekerrüre esas alınabilecek sabıkanın bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması ve tekerrüre esas alınanın hükümde açıkça gösterilmesi gerekmektedir.
Buna karşılık 5237 sayılı TCK’nın tekerrürün düzenlendiği 58. maddesine göre; önceden işlenen suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmesinden sonra, yeni bir suçun işlenmesi halinde sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanacaktır. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, somut olay değerlendirildiğinde;
Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında olay tarihinde cezaevinde hükümlü olarak bulundukları sırada, 31.03.2000 tarihinde cezaevinde 2. koğuşta bulunan bir kısım tutuklu ve hükümlülerin sanıklar tarafından dövülmesi üzerine cezaevi idaresi tarafından sanıklar Bilgin, Erdem ve Mustafa"nın koğuşlarının değiştirildiği, infaz koruma memurlarının bu sanıkları koğuşlarına götürdüğü sırada sanık ..."nın koruma memurlarının elinden kurtularak koşmaya başladığı ve bu sırada koğuşlara hitaben "kapılara vurun, siz de bize destek olun" diyerek talimat verdiği, sanıklar ... ve ...."in de ..."nın kışkırtması sonucu sağa, sola koşturarak "biz bu cezaevini başınıza yıkarız" şeklinde sözler sarf ettikleri, bu sırada ..."ın İnfaz Koruma Memuru ..."ü tutarak boğazını şiddetli bir şekilde sıktığı ve koğuşta bulunanlar tarafından kendisine verilen 5-6 cm uzunluğundaki tığ tabir edilen metal parçayı ..."ün boğazına dayadığı, diğer görevlilere hitaben "gelirseniz tığı batırırım, arkadaşınızı öldürürüm, bütün koğuşların kapılarını açacaksınız, aksi takdirde arkadaşınız ölür" dediği, yaklaşık 1-1,5 saat kadar sanık ..."nın müşteki ..."i rehin tuttuğu, cezaevi müdürünün ihtarı üzerine sanık ..."nın, müşteki..."i bıraktığı ve olayın yatıştırıldığı, sanıkların cezaevi idaresi tarafından yeniden aynı koğuşa verildikleri ve haklarında disiplin işlemi yapıldığı,
Suça konu olayın sona ermesinden sonra 01.04.2000 saat 16.30 sıralarında, infaz koruma memuru olan müşteki ..."ın sanıkların bulunduğu 5. koğuşa giderek yemek verdiği sırada sanıklardan ...ve ...."ın müştekiyi koğuşun içine doğru çekerek, ...."ın elinde bulunan jilet, ..."in ise tığ tabir edilen metal parça olduğu halde müştekiyi ranzaya yatırdığı, ellerini ve ayaklarını bağladıkları, sanıklardan ..."ın cezaevi savcısı ile görüşmek üzere koğuştan dışarı çıktığı, yaklaşık 15 dk sonra koğuşa gelerek, eylemin bittiğini söylediği ve müşteki ..."ın el ve ayaklarının çözülmesi talimatı verdiği ve bu şekilde eylemin sona erdirildiği şeklinde gerçekleşen eylemlerin sanık ..."ın talimatı ile gerçekleştirildiği ve sona erdirildiği ve sanığın her iki eylemde de azmettirici konumda bulunduğu ve ayaklanmanın ele başı ve yöneteni olduğu dosya kapsamından anlaşılmakla,
İtiraz eden hükümlü ..."ın işlediği kabul edilen 765 sayılı TCK 304/1, 1-2-3 maddeleri uyarınca lehe olan hükümler çerçevesinde cezalandırılmasında suç vasfına yönelik ve uyarlama yargılamasıyla ilgili bir isabetsizlik görülmediği,
Ancak hükümlü ... hakkında, 765 sayılı TCK 81/1 maddesince tekerrür hükümleri uygulanırken hükmü dayanak yapılan ve tekerrüre esas alınan .... Asliye Ceza Mahkemesinin 1995/322 Esas ve 1998/341 K sayılı ilamını 2 Ay Hapis ve 3.00 TL Ağır para cezasına ilişkin hükümlülüğün TCK 81/3 maddesi uyarınca, 2 aydan fazla olmayacağı, ayrıca 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/5 maddesi uyarınca, .... Asliye Ceza Mahkemesince 12.03.2015 tarih 1995/322 Esas, 1998/341 Karar sayılı ek karar ile CMK"nın 231/5 maddesince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu durumda sanık hakkında söz konusu ilamın TCK 81/1 maddesine dayanak yapılmayacağı,
Bunun dışında sabıka kaydında yer alan .... Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.1995 tarih ve 1995/106 Esas, 1995/85 Esas sayılı ilamıyla 6136 sk 13/1, 59/2 md 10 Ay Hapis ve 233 TL Ağır para cezası ve 647 sk 4 md 1.733.000 TL Adpc ve 647 sk 6 md Ertelenmesine ilişkin ilamın, 09.11.2015 tarihinde alınan yeni sabıka kaydında 27.05.1999 tarihinde içtimaen infaz edildiğinin belirtildiğinin anlaşılması karşısında,
Hükümlü ... hakkında 765 sayılı TCK 81/1 maddesince yapılan 1 yıllık hapis cezasına ilişkin artırımın hukuka aykırı nitelikte olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu çerçevede, hükümlü ... hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 765 sayılı TCK 304/1 maddesinin sanık lehine olduğu kabul edilerek 03.04.2012 tarih ve 2012/26 Esas, 2012/47 Karar sayılı ilamıyla verilen hükümlülük kararında sanığa, TCK 81/1 maddesinde yazılı tekerrür hükümleri nedeniyle yapılan artırımın 81/3 maddesi gözetilmeden fazla ceza tayin edildiği kabul edilerek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06.11.2014 gün ve 2014/18101 Esas, 2014/32141 Karar sayılı onama kararına itiraz edilmiştir.
Sonuç ve İstek :
Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya kapsamına göre,
1-İtirazımızın KABULÜNE,
2-Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06.11.2014 gün ve 2014/18101 Esas, 2014/32141 Karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3-Hükümlü ... hakkında.... Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 765 sayılı TCK 304/1 maddesinin sanık lehine olduğu kabul edilerek 03.04.2012 tarih ve 2012/26 Esas, 2012/47 Karar sayılı ilamıyla verilen hükümlülük kararında sanığa, TCK 81/1 maddesinde yazılı tekerrür hükümleri nedeniyle yapılan artırımın 81/3 maddesi gözetilmeden fazla ceza tayin edildiği ve daha sonra bu ilam hakkında,.... Asliye Ceza Mahkemesince 12.03.2015 tarih 1995/322 Esas, 1998/341 Karar sayılı ek karar ile CMK"nın 231/5 maddesince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu durumda sanık hakkında söz konusu ilamın TCK 81/1 maddesine dayanak yapılmayacağı, hükümlünün sabıka kaydında tekerrüre esas başkaca bir mahkumiyetinin bulunup bulunmadığının araştırılması istemiyle eksik inceme yapıldığına ilişkin hükmün BOZULMASINA,
4-İtirazımız kabul edilmediği takdirde dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi,itirazen talep edilmiştir.
III-İTİRAZIN KONUSU:
Hükümlü ... hakkında üç veya daha fazla hükümlünün ve tutuklunun isyanı suçundan 765 sayılı TCK 304/1. fıkra 1, 2, 3. bentleri uyarınca belirlenen temel cezada aynı Kanunun 81/3 maddesi gözetilmeden TCK 81/1 maddesi ile artırım yapılarak fazla ceza tayin edildiği ve tekerrüre esas alınan ilamla ilgili olarak da ... Asliye Ceza Mahkemesinin 12.03.2015 tarih 1995/322 Esas, 1998/341 Karar sayılı ek karar ile CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması karar verildiğinden anılan Kanunun 81/1 maddesine dayanak yapılmayacağı belirtilip hükümlünün sabıka kaydında tekerrüre esas başkaca bir mahkumiyetinin bulunup bulunmadığının araştırılmaması suretiyle eksik inceleme yapıldığına ilişkin kararın bozulması istemine yöneliktir.
IV- HUKUKİ NİTELENDİRME:
Hükümlü hakkında ayaklanma suçundan açılan kamu davasında, yerel mahkemece 15.01.2009 tarih ve 2000/18 - 2009/1 sayılı kararı ile 765 sayılı TCK’da yazılı hükümlerin sanık lehine olduğu kabul edilerek TCK’nın 304/2. fıkra delaletiyle 304/1. fıkra 1-2-3, 81/1 ve 31. maddeleri uyarınca 8 yıl hapis cezası verildiği, hükmün sanıklar müdafilerince temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 13.12.2011 tarih ve 2011/18932 - 24020 sayılı kararıyla bozulduğu, bozma sonrası 03.04.2012 günlü kararla TCK’nın 304/2. fıkra delaletiyle 304/1. fıkra 1-2-3. bentleri uyarınca 7 yıl hapis, .... Asliye Ceza Mahkemesinin 1999/327(322)- 1998/341 E. K. sayılı ilam ile verilen cezanın 28.09.1998 tarihinde infaz edildiğinden bahisle 81/1. maddesi uyarınca 1/7 oranında artırım yapılarak 8 yıl hapis ve 31. maddesi uyarınca verilen kısıtlılığa dair karar aynı dairenin 06.11.2014 tarihli ilamıyla onanarak kesinleşmiştir.
Somut olayda çözümlenmesi gereken husus, hükümlü hakkında 765 sayılı Kanunun 304/1. maddesi ile belirlenen temel cezada aynı Kanunun 81/1. maddesi uyarınca artırım yapılırken 765 sayılı TCK’nın 81/3. maddesi hükmünün gözetilip gözetilmeyeceği ile tekerrüre esas alınan ilamdaki hükmünün uyarlama yargılaması sonucu açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle tekerrüre esas alınmayacağı dolayısıyla başkaca tekerrüre esas ilamın olup olmadığının mahkemece araştırılması gerekip gerekmediğine dairdir.
Bir suçtan dolayı kesinleşen bir hükümle mahkûm olan bir kimsenin, cezası infaz edildikten sonra yasada belirtilen süre içerisinde yeni bir suç işlemesi olarak tanımlanan tekerrür, 765 sayılı TCK’nın 81 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.765 sayılı TCK’nın 81. maddesinin birinci fıkrasında tekerrürün koşulları ile “basit tekerrür” nedeniyle cezada yapılacak artırım oranı belirlendikten sonra, üçüncü ve dördüncü fıkralarında “tekerrürden dolayı zammı lazım gelen miktar, hiçbir suretle evvelki suç için hükmedilmiş olan cezaların en ağırından ziyade olarak tayin olunamaz.
Evvelki veya sonraki suçlardan biri para cezası ve diğeri başka bir ceza olduğu taktirde tekerrürden dolayı yapılacak zam miktarının tayininde 19 veya 40. maddelerde yazılı nispet kaideleri tatbik olunur” hükümlerine yer verilmiştir.
647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun 5. maddesinin 6. fıkrasında, ödenmeyen para cezalarının bir gün üç milyon lira sayılmak suretiyle hapse çevrileceği, artıkların nazara alınamayacağı, ancak üç milyon liradan aşağı hükmolunan para cezalarının bir gün olarak hapse çevrileceği, 9. fıkrasında ise hükümlünün mahpus kalınan her gün için 6. fıkrada belirtilen miktarlar indirildikten sonra kalan paranın ödenmesi halinde hapisten çıkarılacağı, 765 sayılı TCK’nın 4421 sayılı Kanun ile değişik ek 6. maddesinde ise bu fıkralardaki miktarların her yıl yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı hükümleri yer almıştır.
1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlarla ilgili olarak, lehe kanunun belirlenmesi amacıyla 765 sayılı TCK uyarınca uygulanması gereken cezanın tayini sırasında 765 sayılı TCK’daki artırım nedenlerinden birisi olarak düzenlenen 81. maddenin de nazara alınması gerektiği ve 765 sayılı TCK’nın daha lehe ve uygulanması gereken kanun olduğunun saptanması halinde de “suçta tekerrür” nedeniyle 81. madde uyarınca artırım yapılması zorunluluğu Ceza Genel Kurulunun kararlarında istikrarlı olarak vurgulanmaktadır.
Bu nedenle lehe kanunun 765 sayılı TCK olarak belirlendiği ve suç tarihlerinin 31.03.2000 - 01.04.2000 olduğu somut olayda, 28.09.1998 tarihinde infaz edilmiş olan hükümlülük nedeniyle, hükümlü hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte hükümlü hakkında hüküm kurulurken tekerrür nedeniyle yapılacak artırımda 765 sayılı TCK"nın 81/3. maddesi de gözetilmesi gerektiği anlaşılmış ise de hükmün onanmasından sonra tekerrüre esas ilamına konu mahkumiyetin, uyarlama yargılaması sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği dikkate alındığında ortada hukukî sonuç doğuran bir mahkûmiyet kalmayacağı için, açıklanması geri bırakılan bu hüküm tekerrüre esas alınamayacaktır. Bunun yanında sanığın dosyada mevcut adli sicil kaydında yer alan diğer hükümlülüklerinden ... Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.1995 gün ve 1995/106-85 sayılı ilama konu cezanın ilgili mahkemenin 17.05.2016 günlü yazı cevabı dikkate alındığında 27.03.2001 yılında infaz edildiğinden tekerrüre esas kabul edilememesi karşısında;
Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının CMK"nın 308/1. maddesi gereğince tekerrüre esas alınan ilama yönelik sanık lehine olan itirazın kabulüne karar vermek gerekmiş ve Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 22.01.2011 gün 2011/4-2003 Esas, 2011/238 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm kesinleşmekle dava zamanaşımı süresi sonlanıp ceza zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı, kesin hükme karşı lehe olarak olağanüstü kanun yolu olan itiraz yoluna başvurulup itiraz kabul edilip yeniden yargılamanın başlaması halinde dava zamanaşımı süresinin tekrar işlemeye başlayacağı, bu ilke doğrultusunda somut olayda dava zamanaşımı gerçekleşmemiş olduğundan, sanık müdafiinin bu yöndeki temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
V-HÜKÜM:
1- Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.01.2015 tarih ve KD-2015/345309 sayılı itirazının kabulüne,
2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06.11.2014 tarih ve 2014/18101 - 2014/32141 sayılı onamaya ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık müdafiinin temyizine ilişkin incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tekerrüre esas alınan mahkumiyete konu suçun uyarlama yargılaması sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve adli sicil kaydında yer alan diğer hükümlülüklerinin de suç tarihi itibariyle infaz edilmemiş olduğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından 765 sayılı TCK"nın 81.maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, infazın neticeten 7 yıl hapis cezası üzerinden devamına, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.