20. Hukuk Dairesi 2015/2348 E. , 2016/350 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği; Akpınar köyü, Keçiüneği mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A ve B) harfleri ile gösterilen toplam 15.159,53 m2 yüzölçümündeki taşınmazların orman vasfıyla ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından esasa ilişkin ve davalı ... vekili tarafından takdir edilen maktu vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.10.2012 tarih ve 2012/10534 Esas, 2012/11550 karar sayılı ilâmı ile “Davalı ... vekilinin nisbi vekâlet ücreti takdiri gerektiğine ilişkin temyiz itirazı yönünden; mahkemece davalı vekilinin sarf ettiği emek ve mesaisi dikkate alınarak yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir edilen 1.100.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı kuruma ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının reddi gerekmiştir. Davacı ..."nün işin esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, çekişmeli taşınmazın resmi belgelerde orman sayılan yerlerden olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının davacı yararına oluşmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz üzerinde resmî belgelere dayalı olarak orman incelemesi yapan uzman bilirkişi raporunda; uygulandığı belirtilen memleket haritası ve hava fotoğrafının tarihleri belirtilmediği gibi, memleket haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenip biribiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli ve komşu taşınmazların memleket haritasına göre konumu saptanıp gösterilmemiştir. Ayrıca, resmî belgeler rapora eklenmemiştir. Dairenin iade kararı ile aldırtılan ek raporda memleket haritası siyah, beyaz renkli olup denetlenememektedir. Uzman bilirkişi raporu bu haliyle taşınmazın memleket haritasındaki konumunu ve gerçek niteliğini belirlemede yetersiz olup denetimden uzaktır. Bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu nedenle; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten, tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek, tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiği ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmî olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tespit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir. Somut olayın özelliği gözönünde bulundurularak ayrıca;
a) Taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı,
b) Keşif sırasında taşınmazın çeşitli yönlerinden, hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı,
c) Davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra ... yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli,
d) Mahallinde ve gazetede usûlünce ilânları yapılmalı,
e) Taşınmaz üzerinden enerji nakil hattı ve yanından ... Devlet Karayolu geçtiği dairece aldırtılan raporun eki olan haritadan anlaşıldığına göre, Medenî Kanunun 713/4. maddesine göre ilgili ... ve ... Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilerek husumetin yaygınlaştırılması ve davaya diyeceklerinin sorulması, ileri sürecekleri delillerinin toplanması, kamulaştırma plan ve haritalarının uygulanması gerekir. Ayrıca; 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, ... Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmasının ardından ... ve ... davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonucunda, davanın reddi ile ... ili, ... ilçesi, ... (...) köyünde kain, fen bilirkişinin 13/08/2014 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 11854.00 m2"lik ve (B) harfi ile gösterilen 3305.53 m2"lik kısımların orman vasfıyla ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu 20.01.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu işlemi 27.07.1987 tarihinde yapılmış ve sonuçları ilân edilerek kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan ve zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.