MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- TCK"nın 158/1-d-h-i, 35, 62, 52/2-4, 53/1-2-3 ve
51/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK"nın 209. maddesi delaletiyle 207/1, 62, 53/1-2-3 ve 51/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

Sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükmolunan ceza miktarına nazaran, sanıklar müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Ortodonti uzmanı olan katılan ..."in, 17/09/2011 tarihinde sanık ..."ın sahibi olduğu... Özel Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri Tic. Ltd. Şti’de ücret karşılığı çalışmaya başladığı, katılanın işe başlamasından sonra meslek odasına kaydedilmesi için, boş beyaz A4 kağıdına adını, soyadını ve ünvanını yazıp imzasını atarak bu kağıdı işvereni olan sanık ...’e verdiği, bir süre bu işyerinde çalışan katılanın, 14/06/2012 tarihinde işyerinden ayrıldığı, sanık ...’in, katılandan işten ayrılmamasını, çalışmaya devam etmesini isteyip ısrar etmesine rağmen, katılanın bu kararından dönmediği, bunun üzerine sanığın, katılandan daha önce aldığı imzalı boş kağıdı eşi olan diğer sanık ...’a doldurtarak 90.000 TL"lik borç senedi haline getirtiği ve sanık ...’in, 18/07/2012 tarihinde İzmir 26. İcra Dairesi’nin 2012/8693 esas sayılı dosyası üzerinden katılan aleyhine icra takibi başlattığı, katılanın açtığı menfi tespit davası kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararı üzerine takibin durduğu anlaşılmakla; verilen mahkumiyet hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiş; sanıkların, suça konu sahte senedi icra takibine koyarak katılandan menfaat temin etmeye çalışmaktan ibaret eylemlerinin TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu halde, ayrıca uygulama yeri bulunmayan aynı maddenin (h) ve (i) bentlerinin de gösterilmesi sonuca etkili olmadığından; suça konu senette, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776. ve 777. maddelerinde kambiyo senetleri için öngörülen bütün yasal unsurların bulunduğu anlaşılmakla; sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerekirken, özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması ise aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiinin, eksik inceleme ve araştırma sonucu sanıklar lehine olan deliller toplanmadan hüküm kurulduğuna, bilirkişi raporlarının hükme esas almaya yeterli ve kesin delil niteliği bulunmadığına, tanık beyanlarının çelişkili olduğu ve gerçeği yansıtmadığına, katılanın iddialarının soyut ve dayanaksız olduğuna ve atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 23/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.