19. Hukuk Dairesi 2015/4114 E. , 2015/14675 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/11/2014
NUMARASI : 2013/119-2014/404
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı, zamanaşımına uğramış iki adet çeke dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, 10/10/2002 tarihinde şampuan ve jöle kazanını davalıya satıp teslim ettiğini, davalının da buna karşılık iki adet çek verdiğini, ancak çeklerin gününde ödenmediğini ileri sürerek, davalının takibe haksız itirazının iptali ile takibin devamına, % 40" dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, ıslahla zamanaşımı definde bulunarak davacıya borcu bulunmadığını, 5.000 TL bedelli çekteki tarihin tahrifat yapılarak 2002 iken 2003 yapıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve dinlenilen tanık beyanı ile tüm dosya kapsamına göre; takibe konu çeklerin zamanaşımına uğramış olduğundan yazılı delil başlangıcı kabul edilerek davacının tanığının dinlenildiği, dosyaya getirtilen resmi belgeler, davacının isticvabı ile davalının tevil yollu ikrarına göre davacının zamanaşımına uğramış 2 çekten ötürü toplam 11.500 TL alacaklı bulunduğu, davacının son oturumda işlemiş faiz istemediğini belirttiği ve harcı da asıl bedel üzerinden yatırdığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 11.500 TL asıl alacak üzerinden devamına, faiz hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alacak likit olduğundan % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İcra takibi 22/05/2012 tarihinde yapılmıştır. O tarihteki yasa uyarınca icra inkar tazminatının %40"dan aşağı olamayacağı gözetilmeden %20 oranında tazminata karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm ve davacı vekilinin (2) nolu bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.11.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
- KARŞI OY YAZISI -
İtirazın iptali davalarında kanun koyucu takip talebine borçlu tarafından haksız olarak itiraz edilen alacaklının belirli bir zarara uğradığını kabul ederek talep halinde bu zararın tazminine imkan tanımıştır. Alacaklı zararının ne kadar olduğunu ispat etmek şartıyla bu zararının tamamının hüküm altına alınmasını sağlayabilir. Ancak kanun koyucu bu zararın itirazın iptali davasında alacaklı lehine hükmedilen meblağın belli bir yüzdesinden aşağı olamayacağını, diğer bir deyişle bu miktardaki alacaklı zararının varlığının ayrıca ispatına gerek olmadan kabul edileceğini, belirtmiş; tarihi süreç içinde bu oranı günün koşullarına göre %15, %40 ve son olarak da %20 olarak belirlemiştir.
Kanun koyucunun bu düzenlemesi alacaklının gerçekleşen zararının ne kadarının ayrıca ispata gerek olmadan kabul edileceğini gösteren kamu düzenine ilişkin bir usul kuralı olup; görülmekte olan davalarda kazanılmış usulü haklar saklı kalmak kaydıyla derhal uygulanması gerekmektedir.
05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı kanunun 11. maddesi ile 2004 sayılı kanunun 67. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu itibarla yerel mahkemenin hüküm tarihinde yürürlükte olan bu kanun hükmüne uygun olarak %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmesi yerinde ve doğru olmuştur.
Her ne kadar 6352 sayılı kanunun 38. maddesi ile 2004 sayılı kanuna eklenen Geçici Madde: 10 ile “Bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.” hükmü getirilmiş ise de; bu hükmün 6352 sayılı kanunun diğer maddeleriyle takip işlemlerine getirilen değişikliklerle ilgili olduğu ve mahkemelerde itirazın iptali davalarında takibine haksız yere itiraz edilen alacaklı lehine hükmedilecek icra inkar tazminatının asgari miktarını gösteren ve bir usul kuralı olan ve bir takip işlemi olmayan 2004 sayılı kanunun 67. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasını etkileyen bir yönü bulunmamaktadır.
Bu itibarla saygıdeğer çoğunluğun farklı düşünceye dayalı 2 nolu bentteki bozma düşüncesine karşıyım.