11. Hukuk Dairesi 2015/6637 E. , 2016/671 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/09/2014 tarih ve 2014/110-2014/497 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 19.292 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanun"la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ..."ın özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması sonucunda müvekkili ile ... arasında 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi"nin imzalandığını, bu sözleşme gereğince sözleşmenin imza tarihinden önceki tüm sorumluluğun ve işletme faaliyetine ilişkin tüm hak ve yükümlülüklerin ..."a ait olduğunu, işletme hakkı devir sözleşmesinden önce ... tarafından ... İlçesi ... Beldesinde ...."e ait taşınmaz üzerindeki 2 adet ceviz ağacının enerji nakil hattı ıslah çalışmaları sırasında kesildiğini, müvekkili aleyhine uğranılan zararların tazmini amaçlı olarak ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2006/112 esas sayılı dostası ile tazminat davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda müvekkilinin tazminata mahkum edildiğini ve bunun üzerine müvekkili tarafından İcra Müdürlüğü"nün 2007/1542 esas sayılı dosyasına 3.600,50 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin İHDS"nin 7.4 maddesine göre dağıtım faaliyetinden kaynaklanan bir ödeme olup davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek 3.600,50 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı suretiyle gerçekleştirildiğini, ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümleri uyarınca müvekkilinden talepte bulunulamayacağını, ayrıca davacı tarafından düzenlenen devir işlemine esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından rücu talebine konu mahkeme kararına istinaden İcra Müdürlüğü"nün 2007/1542 sayılı icra dosyasına 3.600,50 TL ödendiği, rücu talebine konu haksız fiilin dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü dönemde meydana geldiği, bu durumda icra dosyasına ödenen miktarın İHDS"nin 7.6. maddesi kapsamında kaldığı ve İHDS"nin 7.4. maddesi gereğince davalının bu miktarı ödemesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 3.600,50 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25/01/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı talebini, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakı Devir Sözleşmesinin 7. maddesine dayandırmaktadır. Bu madde, "Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları" başlığını taşımaktadır.
24.07.2006 tarihli İşletme Hakı Devir Sözleşmesi, dosyamızda davalı olan .... ile hisselerinin tamamı bu şirkete ait ... arasında yapılmıştır. Bir başka ifade ile, sözleşmenin imzalandığı tarihte ... nin % 100 hissesi davalı ..."a aittir.
Hisse satış sözleşmesi, alıcı .... ile satıcı .... arasında yapılmıştır. Hisse satış tarihine kadar, sözleşmede "Şirketler" içerisinde gösterilen ..."nin tüm hiseleri kamuya ait olup, bu satışla özelleştirilmiştir.
Dava konusu ödemenin yapıldığ tarihte davacı şirketin hisseleri özelleştirilmemiş, dava konusu ödeme, davacı şirketin hisselerinin kamuya ait olduğu dönemde yapılmıştır. Dolayısıyla, bu ödeme şirket kayıtlarında mevcuttur. Bu nedenle, özelleştirme amacıyla hisse satışı tarihinden önce kayıt altına alındığından, davacı şirkete ait mali tablolarda yer alması gerekir. Davacı şirketin hisselerinin satıldığı tarihteki bilançosuna da yansıdığı ve bu bilançoya göre, davacı şirketin hisse değerinin belirlendiği, hisse satış sözleşmesinin imzalanması ile birlikte, Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre, alıcı tarafından, davacı şirketin satış tarihindeki bilançosunun bilindiğinin kabulü gerekir.
Davacı şirketin hisselerinin satışı, özelleştirme kapsamında yapıldığından, uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak hükümlerin belirlenmesinde ve sözleşmelerin yorumunda, bu hususun göz önünde bulundurulması gerekir.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun"un 1. maddesine göre, özelleştirmenin amacı, bu madde kapsamındaki kamu kuruluşlarına ait payların, "..temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim birimlerinin işletilmesi haklarının, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlemektir." şeklinde tarif edilmiştir. Buna göre özelleştirmenin amacı, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamaktır. Özelleştirme kapsamındaki hisse satışlarından kaynaklanan ihtilaflarda, yasada belirtilen bu amacın göz önünde bulundurulması gerekir.
Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin hisselerinin özelleştirilmesinden önce yapılan bu ödeme, davalıdan ve kamudan istenemez. Bu talep, 24.07.2006 tarihli sözleşmenin 18.6. maddesi ile 28.06.2013 tarihli sözleşmenin "Alıcının Taahütleri" başlıklı 9.maddesi hükümlerine ve özelleştirmenin amacına aykırıdır. Dolayısıyla davanın reddi gerekir.
Bu nedenlerle, mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyoruz. 25.01.2016