14. Hukuk Dairesi 2015/17653 E. , 2016/10300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.04.2004 gününde verilen dilekçe ile yapı ortaklığı üyeliğinden ihraç kararının iptali ile dava konusu 4513 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın 18 no"lu bağımsız bölümünün davacıya ait olduğunun tespiti ile davacıya teslimi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı.... Yapı Ortaklığı adına ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, davalılardan yüklenici ..."tan temlik alınan kişisel hakka dayalı yapı ortaklığı üyeliğinden ihraç kararının iptali ile dava konusu 4513 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 18 no"lu mesken cinsli bağımsız bölümün davacıya ait olduğunun tespiti ile davacıya teslimi isteğine ilişkindir.
Davalı arsa sahibi ...mirasçılarından ... ve ... .... davacıya yapılan satışla ilgili bilgilerinin olmadığını, davacının davasını ispat etmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı yüklenici ... Yapı Ortaklığı adına ... vekili, davacının satış bedeli ödemelerini eksik yapmasından dolayı dayanakları ve miktarı belli olan ihtarnameyi noter vasıtasıyla davacıya tebliğ etmelerine rağmen bakiye borcunu ödemediğini tüm ortakların rızaları ile alınan 19.11.2003 tarihli karar ile ortaklıktan çıkarıldığını, dava dışı .... isimli şahsa satıldığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 4513 ada 1 parsel no"lu taşınmaz üzerinde bulunan binanın 18 no"lu bağımsız bölümünün davacıya ait olduğunun tespitine, davacıya teslimine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Yüklenici ... Yapı Ortaklığı adına ... vekili temyiz etmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
(l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olaya gelince; davacı tüketici, davalı yüklenici ...Ortaklığı adına ... ile akdettiği 21.02.1998 tarihli taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine binaen ve 23 no"lu daireyi başkasına sattığı ve davacıya 18 nolu daireyi verdiğine dair cevabi ihtarnamedeki beyanı ile yüklenicinin temlikine dayalı olarak adi ortaklık şeklindeki yapı ortaklığı üyeliğinden ihraç kararının iptali ile dava konusu 4513 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 18 nolu mesken cinsli bağımsız bölümün davacıya ait olduğunun tespiti ile davacıya teslimi isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile bakılmış olup kısa kararda da Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile karar verildikten sonra gerekçeli kararda Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla karar verilmiş olması davanın Tüketici Mahkemesinde görüldüğü anlamına gelmediğinden mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.