14. Hukuk Dairesi 2015/17751 E. , 2016/10297 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.03.2010 gününde verilen dilekçe ile imar uygulamasının iptali nedeniyle tapu iptali ve tecil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, davacının paydaşı olduğu 1093 sayılı parselde, Belediyece yapılan 28.11.2000 tarihli imar uygulamasının idare mahkemesince iptal edildiğini Hazine adına kayıtlı 2741 ada 12 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili davacı adına çıkarılan ecrimisil ve ödeme emri kararlarının idare mahkemesince iptal edildiğini, sonradan 07.02.2006 ve 05.03.2009 tarihlerinde yapılan iki imar planının da iptali için ..... 8. İdare Mahkemesinde 2012/2164 Esas sayılı davayı açtıklarını ileri sürerek tapu kaydının iptalini, adına tescilini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, davacının binasının dereden ihdas edilerek Hazine adına 29.04.2009 tarihinde imar ile tescil edilen 2741 ada 12 sayılı parsel üzerinde bulunduğunu, davacının paydaşı bulunduğu 1093 sayılı parselin imar uygulaması ile oluşmadığını dereden ihdas suretiyle oluştuğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının hak iddia ettiği ve davalı Hazineye verildiğini belirttiği 2741 ada 12 sayılı parselin davacının pay sahibi olduğu kadastral 1093 parselden gelmeyip tescil harici olan dere yatağından ihdas suretiyle oluştuğu, dolayısıyla tapunun eski haline döndürülmesi halinde dahi bu yerin davacıya verilmesinin mümkün olmadığı, Hazineye husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesinde "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesi hükmüne göre davacının talebi imzalı beyanı alınarak açıklattırılmalı, dava konusu 1093 parsel sayılı taşınmaz ile davalı Hazine adına kayıtlı 2741 ada 12 parsel sayılı taşınmazlardan hangisi hakkında tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu açık bir şekilde tespit edilmelidir. Daha sonra davacı tarafından 28.11.2000 tarihli ilk imar uygulamasının iptaline dair ... 5. İdare Mahkemesinin 2001/854 Esas sayılı kesinleşen Kararından sonra 07.02.2006 tarihli ve 2006/98 sayılı yine 05.03.2009 tarih 2009/215 sayılı Encümen Kararları ile sonradan yapılan iki imar planının da iptali için davacı tarafından ... 8. İdare Mahkemesinin 2012/2164 Esas sayılı dosyasında açılan davanın neticesi eldeki davanın neticesini doğrudan etkileyeceğinden 6100 sayılı HMK"nın 165/1 maddesi gereğince bekletici mesele yapılmalıdır.
Öte yandan 20.02.2011 tarihli bilirkişi raporunda "...ancak kök 1093 parsel sayılı taşınmazın sınırları kadastro krokisine göre dereye kadar devam etmiş olduğundan imar uygulaması yapılarken mevcut binasının korunmadığı ve tek katlı binanın zemini Hazine adına tescil edilmiş olduğu tespit edilmiştir." şeklindeki açıklamaya karşılık 2741 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 1093 parsel sınırları dışında kalıp dereden ihdasen tescil edildiği şeklindeki çelişkili açıklamalar da giderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.