Taksirle yaralama suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun reddine ilişkin karar, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında 08/01/2015 tarihli hükümle 2240 TL adli para cezası yanında, TCK"nın 53/6. maddesi uyarınca sürücü belgesinin de geçici olarak geri alınmasına karar verildiği, verilen kararın temyiz yoluna tabi olmasına rağmen hükmün son paragrafında kesin nitelikte olduğunun belirtildiği, sanığın yasal süresi içinde temyiz isteminde bulunmamış olduğu anlaşılmışsa da kanun yoluna başvuru hususunda yanıltılması nedeniyle temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabul edilmesi gerektiği anlaşılarak temyiz talebinin reddine ilişkin 02/03/2015 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusur durumuna ve sair nedenlere ilişkin temyiz talebinin reddine, ancak; 1)Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, sanığın idaresindeki otomobille giriş yaptığı bölünmüş ve tek yönlü yol üzerinde katılanın kullanmış olduğu motorsikletle çarpışması neticesinde katılanın vücudunda ikinci dereceden kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına asli kusurlu olarak sebebiyet verdiği olayda, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan daha fazla uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, 2)Sanık hakkında taksirle yaralama suçundan tanzim edilen iddianamede sevk maddelerinin TCK"nın 89/1. ve 53/6. maddeleri olarak belirtilmesine karşın mahkemece yapılan değerlendirme neticesinde sanığın TCK"nın 89/2-b maddesi de uygulanarak cezalandırılmasına karar verilirken CMK"nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321 ve 326/son maddeleri gereğince sonuç ceza bakımından kazanılmış hakkı saklı kalmak üzere isteme uygun olarak BOZULMASINA, 26/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.