3. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5350 Karar No: 2017/16931 Karar Tarihi: 19.12.2017
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2017/5350 Esas 2017/16931 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2017/5350 E. , 2017/16931 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanık ... ve müdafii, 02/10/2014 tarihinde tefhim edilen hükmü 1412 sayılı CMUK"un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra 10/12/2014 tarihinde temyiz ettikleri anlaşıldığından, aynı Kanunun 317. maddesi uyarınca sanığın ve müdafiinin temyiz istemlerinin isteme aykırı REDDİNE, 19/12/2017 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Sanık ... hakkında; Perşembe Asliye Ceza Mahkemesinin talebi üzerine Ordu Barosu tarafından Av. ..."nun görevlendirildiği, Duruşma günü olan 02.10.2014 tarihinde mahkeme tarafından duruşma tutanağına "sanık müdafii olarak Av. ... tarafından yetkilendirilmiş, ancak yetki belgesini sonradan sunacağını söyleyen Av. ..."ın geldiği, belirtilerek duruşma yapılmıştır. Sanık ..."ın, Segbis sistemi ile huzura alınarak ifadesi alınmıştır. Bozma ilamına karşı diyecekleri sorulmuştur. Sanık müdafiiden de savunmaya karşı diyecekleri sorulmuştur. Mahkemece sanık ... ve sanık müdafii olarak gözüken Av. ... huzurunda 02.10.2014 tarihinde karar verilmiştir. Ancak; Perşembe Asliye Ceza Mahkemesi 05/12.2014 tarihinde sanık ..."ın bulunduğu, Niksar K-2 Kapalı Ceza Evi Müdürlüğüne müzekkere yazarak "Halen başka suçtan tutuklu olarak bulunan sanık ..."a müzekkere ekinde gönderilen mahkememizin 02/10/2014 tarih, 2014/82 Esas- 2014/108 Karar sayılı gerekçeli karar ile "02.10.2014 tarihli duruşmada huzurda bulunan müdafiinin yetki belgesi ve herhangi bir temyiz dilekçesi sunmadığından, mahkememiz kararına karşı yedi gün içerisinde temyiz başvuru talebinde bulunabileceği hususlarının tebliği ile tebligat evrakının mahkemeye gönderilmesinin" istendiği, Niksar Ceza Evi görevlilerince sanık ..."a 05/12/2014 tarihinde tebliğat yapıldığı, sanık ..."ında 09/12/2014 tarihinde cezaevi kanalıyla yazdığı dilekçede " Müdafii Av.... isimli avukatı tanımadığını, mahkeme salonunda yargılanırken savcı beyin avukatım olmadan cezanın verilemeyeceğini söylemesi üzerine, mübaşirin adliye koridorundan avukat aramaya başladı, bunun üzerine avukat geldi beni savunamadı... Bu gerekçeyle cezayı kabul etmiyorum" diyerek cezayı temyiz ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar 02/10/2014 tarihli duruşmada, sanık ve sanık müdafii olarak gözüken Av. ... huzurunda karar verilmiş ise de; yüze karşı verilen kararlarda ancak; süre tutum dilekçesi verilmesi halinde gerekçeli kararın sanığa veya vekiline tebliğ edilebileceği, olayımızda sanık veya müdafinin süre tutum dilekçesi vermedikleri, buna rağmen Perşembe Asliye Ceza Mahkemesinin sanığın tutuklu bulunduğu Cezaevi Müdürlüğüne müzekkere yazarak "Sanık ..."a gerekçeli karar ile 02/10/2014 tarihli duruşmada hazır bulunan müdafiinin yetki belgesi ve herhangi bir temyiz dilekçesi sunmadığından mahkememiz kararına karşı yedi gün içinde temyiz başvuru talebinde bulunabileceği" hususlarının tebliği istenerek, sanığın temyiz konusunda yanıltıldığı, sanığın da 05/12/2014 tarihinde tebliğ edilen bu karara karşı süresinde 09/12/2014 tarihinde temyiz dilekçesi yazdığından, Mahkemece sanığa gerekçeli kararın cezaevinde tebliğ edilerek yanıltığından, sanığında süresinde temyiz dilekçesi verdiğinden, temyizin süresinde olduğu da dikkate alınarak temyizin kabul edilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun süreden reddi gerektiği konusundaki görüşüne muhalifim. 19/12/2017