11. Hukuk Dairesi 2015/2366 E. , 2016/654 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : FİKRÎ VE
SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04.12.2014 tarih ve 2012/271-2014/278 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı ...Müdürlüğü, davacı ... vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 19.01.2016 günü hazır bulunan davacı asil ... ve vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tanınan ve bilinen bir tiyatro yazarı olduğu, "..." adlı tiyatro oyununun müvekkili tarafından yazıldığını, fakat davalı tarafından sahnelendiğinde yazmış olduğu oyun metninde oyunun anlam ve kurgusal bütünlüğünü bozacak şekilde yeni metin eklemelerinin yapıldığını, bazı sahnelerin değiştirildiğini ileri sürerek, şimdilik FSEK"nin 66. maddesi gereğince tecavüzün ref"ine, FSEK"nin 68. maddesi gereğince 3 kat tazminat istemiyle HMK"nın 107"inci maddesi hükmünce 10.0000,00 TL maddi, FSEK"nin 70. maddesi gereğine 500.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini dava ve talep etmiş, 03/12/2014 tarihli ıslah dilekçesiyle ile 10.000 TL olan maddi tazminat istemini 53.600,00 TL arttırarak 63.600,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, temsil veya yayın tekniği gereği zaruri görülen değiştirmelerin eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapılabileceğini, kaldı ki davacı tarafın talep etmiş olduğu istekler doğrultusunda gerekli düzeltmelerin yapıldığını savunarak, davanın yetki ve esas yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacıya ait eserin izinsiz olarak ve değiştirilerek davacının mali ve manevi haklarına tecavüz edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, davacının yazarı olduğu tiyatro oyununda izni ve onayı olmaksızın eserin özgün metninde anlam ve kurgusal bütünlüğün bozulduğu iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki temel uyuşmazlık dava konusu tiyatro metninin davalı tarafından sahnelenmesi sırasında eserin hususiyetini bozacak şekilde metinde değişiklik yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece tiyatro alanında ne şekilde uzman oldukları anlaşılamayan çoğunluk bilirkişi kurulu raporunu benimsenmek suretiyle yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Oysa tiyatrocu akademisyen bilirkişi ayrık raporunda eserle ilgili iddia edildiği düzeyde bir değişikliğin olmadığı, mevcut metinler arasındaki farklılıkların bir oyunun sahnelenilişinde metnin seyirciye ulaşması adına yönetmenin özgürlük alanında sayılabilecek uygulamalar ve farklılıklardan ibaret olduğu, dava konusu oyunun sahnelenilişinde de yönetmence oyunun yapısına ve özüne zarar verecek bir değişiklik yapılmadığı, eserin bütünlüğüne ve akışına zarar verecek bir uygulamanın sözkonusu olmadığını (5846 sayılı FSEK"nın 16/2.md.) belirtmiş olup, mahkemece benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi çoğunluk görüşünde ise dava konusu eserdeki değişikliklerin eserin bütünlüğünü bozduğu belirtilmiş ise de mahkemece görüşüne itibar edilen çoğunluk bilirkişi kurulunun özel ve teknik bilgiyi gerektiren tiyatro alanında ne şekilde uzman oldukları anlaşılamamıştır.
Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda üniversitelerin tiyatro bölümünden oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulundan davalı vekilinin sonuca etkili, ciddi itirazlarını da karşılayan yeni bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken çoğunluk bilirkişi kurulunun yetersiz raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi taraflar arasında 5846 sayılı Yasanın 52"nci maddesi hükmü uyarınca uyuşmazlık konusu esere ilişkin olarak yazılı bir sözleşme bulunmasa da davacı tarafından dava konusu eserin metninin davalıya teslim edildiği, davalı tarafından planlanan yıllık programa alındığı, davacının katılımı ile ilk temsilin de davalı tarafından gerçekleştirildiği, planlanan sonraki temsil ya da temsillerin gerçekleştirilmemesi hususunda davacı tarafından davalıya ihtarnamede gönderilmiş ve bu ihtara rağmen davalı tarafından temsil gerçekleştirilmiş ise de yukarıdaki paragrafta da belirtildiği üzere eserin 5846 sayılı yasanın 16 ve 67"inci maddeleri kapsamında bütünlüğüne yönelik manevi hak ihlali olup olmadığı kuşkuya yer bırakmaksızın belirlenmeden, aynı Kanun’un 24"üncü maddesinde düzenlenen temsil hakkının ihlal edildiğinden bahisle mali hak tazminatına hükmedilmesi de keza doğru görülmemiş, kararın bu nedenle dahi davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.