Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1671
Karar No: 2016/652
Karar Tarihi: 21.01.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1671 Esas 2016/652 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/1671 E.  ,  2016/652 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ



    Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/03/2014 tarih ve 2010/305-2014/160 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen (2010/313 Esas) davalarda davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 19/01/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl davada davacı .... vekili Av.... ve birleşen davada davalı ...."yı Temsilen Gemi Kaptanı .... vekili Av..... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, müvekkiline sigortalı emtianın .... isimli gemi ile taşınırken davalıya ait geminin çatmasına maruz kaldığını, sigortalı emtianın hasara uğraması nedeniyle yük sigortalısına bu nedenle 62.216,72 TL ödendiğini, rücuen tahsiline yönelik başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davalı vekili, davanın usul ve esas yönünden reddini savunmuştur.
    Birleşen (2010/313 Esas) davada davacı vekili, müvekkiline nakliyat sigortası ile sigortalı emtianın gemi ile taşınması sırasında davalıya ait geminin çatması sonucu sigortalı emtianın hasarlandığını, sigortalısına müvekkilince 30.690-USD ödendiğini ileri sürerek, ödenen meblağın rücuen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın usul ve esas yönünden reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, birleşen 2010/313 Esas sayılı davaya ilişkin olarak dosyaya sunulan 19/05/2009 tarihli konşimentoda taşıyanın ...., yükletenin ...., gönderilenin ...., geminin ise ....olduğunun belli olduğu, düzenlenen raporla yükün büyük kısmının kaybolduğu, kalanın da yağlı suyla kirlendiği, ipliğin tamamının zayi olduğunun kabulü gerektiği, sigortalanan malın faturasında malın CIF satıldığının kayıtlı olduğu, TTK"nın 1139. maddesinde bu satış mal değeri, sigorta ücreti ve navlundan oluşan bedel karşılığında yapılan satışın olarak tanımlandığı, aynı kanunun 1143. maddesinde CIF satışta yarar ve hasarın malın geminin küpeştesini aştığı andan itibaren alıcıya aidiyetinin hükme bağlandığı, sigortalanabilir menfaatin de alıcının olduğu, dava konusu polyester iplik bedelinin malın teslim alınması koşuluyla ödeneceği, sigortalının mal bedelini tahsil edemediğine dair bilgi içeren bir belgenin bulunmadığı, dava dışı sigortalının sigorta konusu mala ilişkin sigortalanabilir bir menfaate sahip olmaması nedeniyle sigorta sözleşmesinin geçersiz kabul edilmesi gerektiği, satıcının zarar sorumlusuna karşı tazminat talep hakkına sahip olmadığı, birleşen 2010/313 Esas sayılı davada davacının bu nedenle aktif dava ehliyeti bulunmadığı, yüke zarar veren çatmanın meydana geliş şekli ile .... gemisi gemi adamlarının tek taraflı ya da müşterek kusuruyla meydana gelip gelmediğinin tam ve tartışmadan uzak olarak tespit olunamadığı gerekçesiyle asıl dava ispatlanamadığından, birleşen 2010/313 Esas sayılı dava ise aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen (2010/313 Esas) davalarda davacılar vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan asıl davadaki hükmün onanması gerekmiştir.
    2-Birleşen (2010/313 E.) davaya yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; birleşen dava deniz taşımasına bağlı olarak nakliyat sigortasına dayalı sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, yukarıda yazılı gerekçelerle birleşen davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacının halefiyet hakkının doğup doğmadığı, başka bir anlatımla aktif husumetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, yazılı gerekçelerle, davacı ... şirketinin halefiyet hakkının doğmadığı sonucuna varılarak davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi cihetine gidilmiştir.
    TTK"nın 1139 vd. maddelerde düzenlenen CIF satış sözleşmesinde, malları nakliye aracına uygun şekilde yükletildikten ve taşımada oluşabilecek hasarlar için emtiayı alıcı adına sigorta ettirip, ücreti ödedikten sonra, aynı yasanın 1143 ncü maddesi uyarınca satış konusu mallar üzerinde satıcının artık bir menfaati kalmayacağından, bu malların satıcı lehine sigorta yapılması ve taşımada oluşacak hasarlardan dolayı sigortacının satıcıya ödeme yapmasının geçerli olmadığı ve bu nedenle sigortacının halefiyet hakkının gerçekleşmeyeceğinin kabulü ilke olarak doğrudur.
    Ancak, davacı ... şirketi, dava konusu taşımada CİF kaydı ile satış söz konusu olsa da müvekkili şirket sigortalısının satmış olduğu malın bedelini alamadığını, taşınan malların çatmaya bağlı olarak konişmento tarihinden 5 gün sonra zayi olduğunu, dolayısıyla sigortalısının menfaatinin zarar gördüğünü iddia etmiş ve bu konuda ilgili Banka Şubesine yazı yazılmasını da istemiştir.
    Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, dava konusu taşımanın başında CİF satış koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, satıcının malları sigortalatmakta menfaati bulunup bulunmadığı, satıcı-sigortalı ile alıcı arasındaki hukuki ilişkinin CİF satışın tüm özelliklerini taşıyıp taşımadığı, dolayısıyla davacı sigortacının halefiyet hakkının doğup doğmadığı konusunda davacı tarafa ispat olanağı tanınmak, davacının iddiaları değerlendirilerek mal bedelinin satıcı tarafından tam olarak alınıp alınmadığı belirlenmek, satıcının mal bedelini almış olduğunun tereddütsüz anlaşılması durumunda satıcının böyle bir davada hukuki yararının bulunmaması nedeniyle sigorta şirketinin de bu davayı açamayacağının kabulü, aksi durumda satıcının mal bedelini almamış olması halinde, mal üzerinde menfaatinin devam etmesi nedeniyle sigorta tazminatını almasının ve davacı ... şirketinin de halefiyete dayalı olarak bu davayı açmasının mümkün bulunduğunun kabulü gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Bozma neden ve şekline göre birleşen (2010/313 E.)davada davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, asıl davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile asıl davadaki hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, birleşen (2010/313 E.) davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle, birleşen (2010/313 E.)davada davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden birleşen 2010/313 Esas sayılı davada davacıya iadesine, 21/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi