3. Hukuk Dairesi 2016/16385 E. , 2017/5151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile boşandıklarını ve müşterek çocukların velayetlerinin davacıya bırakıldığını, boşandıktan sonra çocukların bakımının zorlaştığını, okul masraflarının arttığını, davalının ise yüksek maaşla çalışmaya başladığını, davalının maddi durumunun iyi olup, müşterek çocukların masraflarına katılması gerektiğini belirterek, müşterek çocukların zaruri ve eğitim giderleri aylık 1000"er TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu"nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.
İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.
Dosya içeriğinden, tarafların 2014 yılında kesinleşen kararla boşandığı, müşterek çocuklar 1998 doğumlu .. ile 2004 doğumlu Beren"in velayetlerinin davacı babaya verildiği, kolluk vasıtasıyla yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; davacının yevmiyeci olarak bahçe işleri yaptığı, yıllık gelirinin 8000-10000 TL arası olduğu, kendi evinde oturduğu ve yeniden evlendiği, davalının ise ev hanımı olduğu, geçimini ailesinin sağladığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece; davacı ve davalının... kayıtları da dahil olmak üzere sosyal ve ekonomik durumlarının ayrıntılı bir şekilde araştırılıp tespit edilmesinden sonra, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu ve yalnızca kolluk araştırmasına dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.