17. Hukuk Dairesi 2018/327 E. , 2018/12622 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ile davalı ... ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu traktörün, davacı ..."in idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada, davacının ağır biçimde yaralandığını, işgöremez hale geldiğini, % 40 malul kaldığının saptandığını ancak bu oranın artma ihtimalinin bulunduğunu, davacının pekçok tedavi gideri yaptığını, davacı ..."in malul kalması nedeniyle diğer davacı eş ve çocukların da destekten yoksun kaldıklarını, tüm davacıların manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları
saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL. maddi ve 50.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 27.11.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 87.549,50 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar ..., ... ve ... vekili, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, yaşı küçük davalı ..."in verdiği zarardan ev başkanı sıfatıyla sadece davalı baba Adnan"a sorumluluk yöneltilebileceğini, davalı anneye husumet düşmeyeceğini, destekten yoksun kalma tazminatı şartlarının oluşmadığını, davacının maluliyetinin kazadan kaynaklanmadığını, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, davacı ..."in Güvence Hesabı"ndan 40.000,00 TL. tazminat aldığını ve maddi zararının karşılandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ve ... vekili, dahili dava yoluyla davaya katılan davalıların mirasın reddi için dava açtıklarını ve bu dava sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 5.000,00 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ile ... ve ... mirasçılarından müteselsilen tahsiline, faizin türü yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine, ıslahla artırılan kısım yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine; davacı ..."in destekten yoksun kalma ve hastane giderlerine ilişkin maddi tazminat taleplerinin ispatlanamaması nedeniyle reddine; diğer davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin, yasal şartları oluşmadığından reddine; davacı ... için 15.000,00 TL, Hacer için 5.000,00 TL. ve diğer davacı çocuklar için 3.000,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ile ... ve ... mirasçılarından müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davaya konu kazanın 07.12.2004 tarihinde gerçekleştiği, kazada sadece davacı ..."in yaralandığı
dikkate alındığında, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 109/2. maddesi gereği geçerli olan uzamış ceza zamanaşımı süresinden sonra yapılan ıslaha konu maddi tazminat talebi yönünden, yasal sürede zamanaşımı def"ini ileri süren davalılar bakımından zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına; karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine uygun biçimde karşı vekalet ücretlerinin saptanmış olmasına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki (2 ve 3 nolu) bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi dava şeklinde açtığı davada, davacı ... için 50.000,00 TL. maddi tazminat isteminde bulunmuş; ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 87.549,50 TL"ye yükseltmiş; mahkeme tarafından, ıslah yoluyla artırılan maddi tazminat alacağının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, ıslahla artırılan kısmın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın ıslah dilekçesinin davalılara tebliği üzerine, davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından, yasal süre içinde zamanaşımı def"i ileri sürüldüğü halde, tüm davalılar tarafından zamanaşımı def"i ileri sürülmüş gibi, ıslahla artırılan kısım için red kararı verildiği görülmektedir.
Zamanaşımının, doğmuş bir alacağa son veren sebeplerden olmadığı, sadece alacağın talep edilebilmesi imkanını ortadan kaldırdığı ve hukuki mahiyetinin de itiraz değil def"i olduğu dikkate alındığında; ancak, ileri sürüldüğü takdirde ve sadece ileri süren taraf bakımından dikkate alınabileceği açıktır. Zamanaşımı, hakimin re"sen dikkate alabileceği borcu sona erdiren itiraz sebeplerinden farklı olarak, sadece ileri süren taraf lehine dikkate alınabilir.
Zamanaşımı müessesesinin hukuki mahiyeti nedeniyle, zamanaşımı def"ini ileri süren davalılar bakımından dikkate alınması; bu def"i ileri sürmeyen diğer davalıların sorumluluk derecelerinin zamanaşımı hususu dikkate alınmadan saptanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı tarafın, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK"a göre kısmi dava olarak açtığı davada, davacı ..."in maluliyeti nedeniyle 15.000,00 TL. maddi tazminat isteminde bulunduğu ve davacının maluliyet tazminatı alacağının 87.549,50 TL. olarak bilirkişi raporuyla hesaplandığı görülmektedir. Mahkemece ıslah yoluyla artırılan kısmın zamanaşımına uğradığı kabul edildiğine göre; dava dilekçesine konu edilen 15.000,00 TL"lik maluliyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken, eksik incelemeyle 5.000,00 TL. maluliyet tazminatına hükmedilmesi hatalı olmuştur.
4-Davaya konu kazaya karışan aracın işleteni olan davalı ..."ın ölümü nedeniyle davaya sonradan dahil eden ... ve ..."ın vekili tarafından, murislerinin terekesinin borca batık olması nedeniyle, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/823 Esas sayılı dosyasında mirasın reddi davası açıldığı ve bu dava sonucunun beklenmesi gerektiği savunulmuş olmasına rağmen; mahkemenin bu hususta herhangi bir araştırma yapmadan karar verdiği görülmektedir.
Dava açıldığı tarihte davalı olarak gösterilen kişinin davanın devamı sırasında ölümü üzerine, salt mirasçı sıfatları nedeniyle davaya sonradan dahil edilenlerin, devam eden davada taraf sıfatlarının bulunması için, mirasçılık sıfatlarında tereddüt bulunmaması ve bu sıfatlarının saptanması gerektiği açıktır. Zarar sorumlusu olan asıl davalının mirasçısı sıfatını herhangi bir sebepten kaybetmiş olan kişinin, davada taraf sıfatı olmayacağı ve sorumluluğuna hükmedilemeyeceği gözetilmelidir.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; davacı tarafça, davaya sonradan dahil edilen ... yakınlarına husumet yöneltilebilmesi için, bu kişilerin mirasçı sıfatı bulunup bulunmadığının araştırılması; ..."ın mirasının reddi için açıldığı bildirilen ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin ... Esas sayılı dosyasının akıbetinin mahkemesinden sorulması ve gerektiğinde bu dava sonucu da beklenip davaya dahil edilenlerin davada taraf sıfatı olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
5-Davalı ..., davanın devamı sırasında (16.01.2013"te) ölmüş; davacı taraf, 27.11.2014 tarihli dahili dava dilekçesiyle, bu davalının mirasçılarını davaya dahil etmiş; dahili dava ve dava dilekçesi ile ıslah
dilekçesi, davaya sonradan dahil edilen ... ve ..."a 11.12.2014 tarihinde tebliğ edilmiş; 15.12.2014 tarihli son celsede, davaya dahil edilenler vekili tarafından dava hakkında beyanda bulunmak üzere süre talep edildiği halde, adı geçen davalılara süre verilip savunma yapma imkanı tanınmadan davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Yargılama kapsamında yapılan usul işlemlerinden haberdar edilmesi ve savunma haklarını kullanmasının sağlanması gereken, sonradan davaya dahil edilenlere davaya ve ıslaha karşı savunma yapma imkanı tanınmadan, T.C. Anayasası"nın 36/1. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesindeki adil yargılanma ve savunma yapma haklarının kısıtlanması; anılan hükümlerin yansıması mahiyetindeki HMK"nun 177/2. maddesinde düzenlenen, ıslaha karşı beyan süreleri ihlal edilerek hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı ... yararına; (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 24/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.