Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1158
Karar No: 2014/4658
Karar Tarihi: 18.06.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/1158 Esas 2014/4658 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/1158 E.  ,  2014/4658 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 22. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 05/12/2013
    NUMARASI : 2013/226-2013/291

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında hazır yemek satışı ve servisi konusunda sözleşme bulunduğunu, bu sözleşmeye dayalı 25.984,84 TL asıl alacak, 88,10 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 26.072,94 TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı davalı borçlunun, borcun esasına ve icra müdürlüğünün yetkisine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, tarafların ikametgâhları dikkate alınarak, davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, TBK"nın 89 ve HMK"nın 10. maddeleri uyarınca, tarafların ikametgâhları dikkate alındığında davalı tarafın icra dairesinin yetkisine ilişkin yaptığı itirazın yerinde olduğu gerekçesiyle, yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir takip bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1) Dava, taraflar arasındaki yemek satışı ve servis hizmetini konu alan sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı İİK"nın 50/2. maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, icra hukuk mahkemesinden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun"un 67/1. maddesi uyarınca icra hukuk mahkemesine başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, icra hukuk mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı icra hukuk mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Esasen icra hukuk mahkemesinden daha geniş yetkili olan genel mahkemenin yetki itirazını inceleyememesi için bir neden de bulunmamaktadır. Genel mahkemenin önce kendi yetkisine yönelik itirazı inceleyip karara bağlayacağı kabul edilirse, mahkeme yetkisizlik kararı verecek, yetkili mahkeme bu kez icra dairesinin yetkisiz olduğu, geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasını reddedecektir. Bu durum ise Anayasa"nın 141/son ve 6100 sayılı HMK"nın 30. maddelerinde hüküm altına alınan usul ekonomisi ilkesine de aykırı düşecektir. Dairemiz`in 04.11.2013 tarih ve 5340 E, 6762 K sayılı ilamında açıklanan yerleşik uygulamasına göre de, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır. Dolayısıyla, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da salt bu nedenle reddine karar vermesi gerekmektedir. Artık bu durumda, mahkemenin kendi yetkisine yapılan bir itiraz varsa bunu incelemesine gerek kalmamaktadır. İcra dairesinin yetkili olduğunun anlaşılması halinde, bundan sonra mahkemenin yetkisine yönelik itirazı incelemesi, sonucuna göre gerekli kararı vermesi gerekmektedir. İİK"nın 67. maddesine dayanan davanın, mutlaka takibi yapılan icra dairesinin yetki çevresinde açılacağını gösteren bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla, başka bir yer mahkemesinin başka bir yer icra dairesindeki takibe yapılan borca itirazı incelemesinde yasal bir engel bulunmadığı da gözetilmelidir.
    YHGK"nın 24.04.2013 tarih ve 2012/9-1435 E, 2013/569 K sayılı ilamında, "Yargıtay"ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması sonuca etkili değildir. Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle tetkik merciinin (icra hukuk mahkemesinin) yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırmalıdır (Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2001 tarih ve 19-267 E, 311 K sayılı; 20.03.2002 tarih ve 13-241 E, 208 K sayılı ilamları). Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, sayfa:101-102; Aynı doğrultuda YHGK"nın 20.03.2002 tarih 13-241 E, 208 K sayılı ilamı). İtirazın iptali davasının konusunu teşkil eden icra takibinde borçlu, icra dairesinin yetkisine yönelik bir itiraz ileri sürmediğinden, takibin başlatıldığı yer ile itirazın iptali davasına bakan mahkemenin bulunduğu yerin aynı olması gerekmemektedir." açıklamasına yer verilerek, bu uygulama benimsenmiştir.
    Somut olayda icra takibi, İstanbul İcra Müdürlüğü"nde yapılmış ve tebliğ edilen ödeme emri üzerine davalı-borçlu, hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Takip tarihinde yürürlükte olan ve İİK"nın 50/1. maddesi atfı ile uygulama yeri olan HMK"nın 10. maddesi uyarınca, sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda, dava veya icra takibi sözleşmenin (borcun) yerine getirileceği (ifa edileceği) yer icra dairesinde ya da mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer, öncelikle yanların açık ya da örtülü isteğine göre belirlenir. Tersi durumda ise, sözleşmenin yerine getirileceği yer takip tarihinde yürürlükte olan TBK"nın Borçlar Kanunu"nun 89. maddesi uyarınca saptanır. Öyle ki, davanın konusu, varlığı inkâr edilmeyen sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, bu para borcu, götürülecek borçlardan olduğundan alacaklının ödeme zamanındaki ikametgâhında ödenir. Alacaklı bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip ya da dava açabilir. Şayet taraflar arasında sözleşmenin varlığı tartışmalı ise İİK"nın 50/1. maddesi atfı ile HMK"nın 6. maddesi uyarınca davalı borçlunun ikametgâhının bulunduğu yer icra dairesi yetkilidir. YHGK"nın 16.02.2005 tarih ve 19-63 E.,61 K. sayılı ilamı ile Dairemizin 20.02.2014 tarih ve 2013/8119 E., 2014/1368 K. sayılı ilamı bu yöndedir.
    Öte yandan, HMK"nın 297/2. maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Mahkemece, hükmün gerekçesinde, hem davalının Silivri İcra Daireleri"nin yetkili olduğunu belirterek icra dairesine yaptığı yetki itirazının yerinde olduğu ifade edilmiş, hem de TBK"nın 89. ve HMK"nın 10. maddeleri ile tarafların ikametgâhları dikkate alındığında yetki itirazının yerinde olduğu belirtilmek suretiyle davacı alacaklının ikametgâhının bulunduğu Avcılar İcra Daireleri"nin yetkili olduğuna işaret edilmiş olup, bu haliyle infazı mümkün olmayacak ve bundan sonra takibin hangi icra dairesinde devam edileceği hususunda tereddüt uyandıracak nitelikte hüküm kurulmuştur. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar üzerinde durularak ve tarafların takip tarihi itibariyle muamele merkezlerinin bulunduğu yer, ilgili ticaret sicil memurluğundan sorularak, yetkili icra dairesini tereddüte yer vermeyecek şekilde gösteren, infazı mümkün nitelikte hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    2)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    3) Kabule göre, mahkemece, itirazın iptali davası açılabilmesi için yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK"nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca, "davanın usulden reddine" karar verilmesi gerekirken, HMK"nın 297/2. maddesine de aykırı olacak biçimde gerekçe kısmındaki bir kısım sözler tekrar edilerek, davanın esastan reddine karar verilmesi de hatalı olmuştur.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi