23. Hukuk Dairesi 2014/3351 E. , 2014/4655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2013
NUMARASI : 2010/451-2013/189
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen genel kurul kararının iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen Ankara 9. ATM"nin 2011/3 E. davada davacılar H. B.. ve H. K.. vekili ile H.. Ç.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacılar Hüseyin Birses ve Hüseyin Kara vekili ile H.. Ç.., müvekkillerinin üyesi bulunduğu davalı kooperatifin 13.06.2010 tarihli olağan genel kurul toplantısında yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçimi konusu bulunmayan gündeme madde ilavesine ilişkin alınan kararda ve toplantıda alınan 9. madde haricindeki kararlarda toplantıya katılmaması gereken kişilerin katılımının karar nisabını etkilediğini ileri sürerek, 9. gündem maddesi dışındaki kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/3 E. sayılı davada davacılar vekili, müvekkillerinin 13.06.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına kadar davalı kooperatifin yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, ancak 13.06.2010 tarihli genel kurulda yönetim kurulunun ibra edilmediğini ve bilançonun onaylanmadığını, bu kararların iptali için Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesi"nin 2010/451 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını ve genel kurulun ardından geçen uzun süreye karşın yönetim kurulu üyelerinin durumunun hukuki belirsizliğinin devam ettiğini, genel kurulun, hesapları uygun düzenleyen ve kusursuz bir yönetim gerçekleştiren yönetim kurulu üyelerini ibra etmeleri gerektiğini, ibra edilmeme kararının iyiniyet kurallarına da aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatifin 01.01.2009 ile 31.12.2009 dönemine ilişkin olarak bilançonun onaylanmaması ve yönetim kurulunun ibra edilmemesine ilişkin 13.06.2010 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali ile yönetim kurulu üyeleri müvekkillerinin hükmen ibrasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/451 E. sayılı davada davacılar vekili, müvekkillerinin üyesi bulunduğu davalı kooperatifin 13.06.2010 tarihli olağan genel kurulu toplantısında alınan 9. madde haricindeki kararlarda karar nisabına uyulmadığını ileri sürerek, genel kurulun 9. gündem maddesinde alınan karar hariç diğer kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; iptali istenen genel kurul kararlarında karar nisaplarına uyulduğu, Yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı, birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/3 E. sayılı davadaki gündemin 3. maddesinde alınan ibra edilmeme kararının iptali ve hükmen ibra talebi yönünden, bu hususla ilgili olarak Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesi"nin 2011/139 E. sayılı dosyası ile hukuki sorumluluk davası açıldığı, iptal talebinin yerinde olup olmadığı ve ibra durumunun hukuki sorumluluk davasında değerlendirileceği, bu nedenle davacıların 3. maddenin iptalinde hukuki yararlarının bulunmadığı, diğer kararlara muhalefet şerhi yazdırmadıklarından dava açma koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/3 E. sayılı davada davacılar Hüseyin Birses ve H. K..vekili ile H.. Ç.. temyiz etmiştir.
Asıl dava ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazları yönünden; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar red oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. Ancak, anılan hüküm uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunmaları halinde alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz ise de bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılması zorunludur. Aynı Yasa"nın 98. maddesi yollamasıyla TTK"nın 361/son maddesi hükmüne göre, oylama sonucuna etkisi olabilecek kişiler, somut olayda iddia edildiği gibi, katılmaması gerekip te katılan ve olumlu oy kullanan kimseler olup, davalı kooperatif bu iştirakin karara müessir olmadığını ispatlarsa, bu katılım sonuca etkili olmayacağından, bu halde iptal isteminin aynı madde uyarınca reddi gerekir. Diğer anlatımla, katılmaması gerekenlerin toplantıya katılması sonuca etkiler ise yokluk nedeni değil, iptal nedenidir.
Somut olayda, asıl dava süresinde açılmış olup, toplantıya katılmamaları gereken kişilerin katılımının sonuca etkisi bulunmadığı, iptal isteminin bu nedenle reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacılar H. B..ve H. K.. vekili ile H.. Ç.."in temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Birleşen dava ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, Yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar red oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. Yönetim kurulunun ibra edilmemesine ilişkin genel kurul kararı tek başına henüz uygulanabilir bir karar değildir. Zira, böyle bir karara dayanılarak ortaklık adına sorumluluk davası açılabilmesi mümkün değildir. Bunun için, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi yollaması ile kooperatiflerde de uygulanması gereken TTK"nın 341. maddesi hükmüne göre, genel kurulun dava açılmasına özel olarak karar vermesi gerekir. Sadece bu karar, sorumluluk davasının dayanağı durumundadır. Bu itibarla, kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yönünde alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava edebilmeleri mümkün değildir. (Çamoğlu, Poroy/Tekinalp Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku 8. Bası, Sh. 330 No:599 vd., H. Pekcanıtez, Prof. Dr. Kudret Ayiter"e Armağan, Sh.479, Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu, Türk Ticaret Kanunu"na göre Anonim Ortaklara Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 3. Bası, Sh. 220 ve 221) Nitekim, Dairemiz"in yerleşik uygulaması da bu yöndedir. İbra edilmeme kararına bağlı olarak açılmış bir sorumluluk davasının mevcut olması halinde, yöneticilerin ibra edilmeme kararının, toplantı ve karar nisabına aykırılık gibi şekli nedenlerle yokluğunun tespitini hemen dava edebilme hakları var ise de, esasa ilişkin iptal nedenlerinin açılmış sorumluluk davasında değerlendirilecek olması karşısında, ibra edilmeme kararının esasa ilişkin nedenlerle iptali davasını açmakta hukuki yararlarının bulunmadığının kabulü ile davanın 6100 sayılı HMK"nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddi gerekir. İbra edilmeme kararı ile birlikte sorumluluk davası açılması yönünde bir karar alınmış, ancak makul bir süre geçmesine rağmen böyle bir dava açılmamış ise, hukuki durumu askıda olan yöneticilerin, sorumluluk davası açılması kararının kanun, anasözleşme hükümleri ve iyiniyet esaslarına aykırı bulunduğu iddiasıyla bir aylık sürede dava açma hakları vardır. Diğer yandan, genel kurul iptali davalarına bakan mahkemece kararın iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılması halinde, iptal kararı ile yetinilmesi, genel kurulun yerine geçerek ibra kararı verilmemesi gerekmektedir. Somut olayda, kooperatif tarafından davacı yöneticiler aleyhine açılmış bir sorumluluk davası bulunmaktadır. Birleşen 2011/3 E. sayılı dava dilekçesinde, toplantı ve karar nisabına aykırılık gibi şekli nedenlerle kararın yokluğunun tespiti istenmemiş ve bu yöndeki istemelerin asıl davada ileri sürüldüğü iddia edilmiş olup, birleşen bu davanın bir ay içinde açılması gerekmektedir.
Somut olayda, birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/3 E. sayılı davanın, iptali istenilen 13.06.2010 tarihli genel kurul toplantısından itibaren bir aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra, 03.01.2011 tarihinde açıldığı gözetilerek, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK"nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, aynı sonuca yazılı gerekçeyle varılması isabetsiz ise de, sonucu itibariyle doğru kararın, HUMK"nın 438/son maddesi gereğince değişik gerekçe ile ve hüküm fıkrasının 2. bendindeki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilmesi suretiyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada ve birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/3 E. sayılı davada davacılar H. B.. ve H. K.. vekili ile H.. Ç.."in temyiz itirazlarının reddi ile birleşen 2011/3 E. sayılı dava yönünden hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinde yer alan ""davanın reddine"" ibaresi çıkartılarak, yerine " HMK"nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK; asıl dava yönünden ise hükmün ilave gerekçelerle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.