Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/11565
Karar No: 2019/10378
Karar Tarihi: 23.10.2019

Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/11565 Esas 2019/10378 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2017/11565 E.  ,  2019/10378 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : 1-Sanık ..., ..., ..., ... (...), ... (...), ... ve ... hakkında,
    a)TCK’nın 158/1-f-son, 43/1, 62, 52/2-4, 53/1. maddesi uyarınca mahkumiyet
    b)TCK’nın 207/1, 43/1, 62, 53/1. maddesi uyarınca mahkumiyet
    2)Sanık ... hakkında; beraat

    Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ...’in mahkumiyetlerine, sanık ...’ün beraatine ilişkin hükümler, sanıklar ..., ..., ... (...), ..., sanık ..., sanık ... müdafileri, vekalet ücretine hasren sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Hükmolunan ceza miktarına nazaran, sanıklar ..., ..., ... (...) ve ... (...) müdafii ile ... müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
    Olay tarihinde sanıklardan ...’ün, ... Motorlu Araç Akaryakıt Turizm İnşaat Ticaret Limited Şirketinin sahibi olduğu, diğer sanıklar ..., ..., ...... ... ... ve ..."ın, şirketin satış ve muhasebe elemanları oldukları, sanık ...’nin ise ... Tüketici Finansmanı A.Ş.’nin bölge yetkilisi olduğu, ... Tüketici Finansmanı A.Ş. ile sanık ...’in sahibi olduğu şirket arasında da satıcı genel sözleşmesi bulunduğu, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek 78 aracın satışında kullanılmak üzere, ... Tüketici Finansmanı A.Ş.’ye yapılan kredi başvurusunun, tüketiciye gerçekte satılan ve telsim edilen araç bilgileri ile değil, tüketicinin satın aldığı aracın fiyatını karşılayabilecek ve daha fazla bir miktar oluşturabilecek üst modelde bir araç bilgileri ile yapıldığı ve gerçekte satılan araca değil, satılmış gibi gösterilen üst modeldeki araç bilgilerine göre kredi kullanılarak tüketiciden hiç peşin para almadan ya da çok az peşin para alınarak araç satışının sağlandığı, tüketicilere satılan araç için kredi kullanmak üzere, ... Tüketici Finansmanı A.Ş.’ye yapılan başvuruda, araç satımı yapıldığı bildirilerek kredi başvurusu için gönderilen ruhsat ve tescil belgesi ile gerçekte satımı ve tüketiciye teslimi yapılan araçlara ait resmi ruhsat ve tescil belgelerinin tipi bölümlerinin uymadığı, şirket tarafından, müşteki Finans Kurumuna gönderilen, kredi sözleşmeleri ekinde bulunan ve sahte bilgiler içerdiklerinden sahte olarak tanzim edildikleri anlaşılan ruhsat suretlerinin nitelik bölümünde, gerçek satımı yapılan araçtan daha üst modelde ve daha pahalı bir aracın niteliklerinin yazılı olduğu, sadece şase ve motor seri numaralarının birbirini tuttuğu, ... ... adına düzenlenen sözleşmede alıcı olarak adı yazılı kişinin imzasının hiç bulunmadığı, şirket çalışanları olan sanıklarca imza kısmının tamamlandığı, bu şekilde özel evrak mahiyetindeki kredi başvuru formlarında satımı yapılan araç sayısınca, sahtecilik eyleminin gerçekleştirildiği, bu sahte belgeler kullanılarak Finans Kurumundan, satılan aracın değerinden fazla kredi alınması sağlanarak da nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiğinin iddia edildiği olayda;
    1)Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik vekalet ücretine hasren yapılan temyiz incelenmesinde;
    1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13.maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ilgili kısmına "sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 2.640 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesi" fıkrasının eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    2-Sanıklar ..., ..., ...,..., ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelenmesinde;
    Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Katılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
    5237 sayılı TCK"nın 15/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa dolandırıcılıktan değil, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı "Bankacılık Kanunu"nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşı faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi halinde koşulları varsa basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
    Sanıkların aşamalardaki savunmalarında; diğer finans kuruluşlarının gelir belgesi, imza sirküleri, fatura vb. belgeler istediklerini ancak katılan şirketin sadece nüfus cüzdanı ile kredi vermesi nedeniyle kredili araç almak isteyen müşterilerin katılan şirketi tercih ettiklerini, müşterilerin kimlik ve gelir durumuna ilişkin beyanları doğrultusunda bilgilerin sisteme girişinin yapıldığını, katılan şirket tarafından gerekli istihbarat yapıldıktan sonra kredinin onaylandığını, müşteri tarafından peşinat verilmeden kredili araç alınmak istediğinde araç fiyatının tamamının karşılanabilmesi için satın alınacak aracın bir üst modelinin yazıldığını, bu uygulamadan katılan şirketin bilgisi olduğunu, şirketin araç satışı yapılmasından başka bir menfaatinin bulunmadığına ilişkin beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanıkların kredi talebinde bulunan kişilerin kredi notuna ilişkin istihbarat çalışmalarını yanıltıcı veya ödeme gücünü farklı gösteren bir eylemleri bulunmadığı, kredi verildikten sonra araçlar üzerine katılan şirketçe rehin konulması suretiyle alacağın güvence altına alındığı, kredi kuruşlarının ve bankaların kredi sözleşmesinde belirtilen araç bedeli veya talep edilen kredi miktarına bağlı olmadığı, müşterilerin şahsi ve ekonomik durumlarına göre kredinin verilip verilmeyeceğinin değerlendirildiği, bu nedenle araç modelinin farklı gösterilmesinin kredinin verilmesi açısından ana unsur olarak değerlendirilemeyeceği, Bülbüller isimli şirketin bu uygulamayla bir çok araç satışı yaptığı, bu şekilde araç satmaktaki amacın katılan şirketi dolandırmak değil araç satış miktarını arttırmak olduğu, suça konu araçların kredi taksitlerinin müşteriler tarafından ödenmeye başlandığı ancak daha sonra müşterilerin ekonomik ve şahsi durumlarından kaynaklanın nedenlerle ödemelerin aksatılması üzerine müşteriler hakkında icra takipleri başlatılarak rehinli araçların satışının yapıldığı nitekim, sanıkların bu şekildeki eylemlerinin katılan bankanın denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hile boyutuna ulaşmadığı, diğer taraftan sahte olarak düzenlendiği iddia edilen belgelerin sanıklar tarafından düzenlediğine ve sanıkların suç kastıyla hareket ettiklerine ilişkin savunmalarının aksine mahkumiyetlerine yeter her türlü şüpheden uzak kesin delil elde edilmediği dikkate alınarak sanıkların üzerine atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla; sanıkların beraatlerine yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
    Kabule göre de;
    1-... Motorlu Araç Akaryakıt Turizm İnşaat Ticaret Limited Şirketinin sahibi ve bu şirkette satış ve muhasebe elemanı olarak çalışan sanıkların suça konu eylemlere ne şekilde iştirak ederek haksız menfaat temin ettiklerinin ayrı ayrı tespit edilerek karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde hükümler kurulması,
    2-Sanıklar hakkında banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık suçundan karar verilirken uygulanan kanun maddesinin 5237 sayılı TCK"nın 158/1-j maddesi yerine 158/1-f maddesi olarak yanlış gösterilmesi,
    3-5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun"un 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek sanıkların hakkında eksik ceza tayini,
    Kanuna aykırı olup, sanıklar ve müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi