8. Hukuk Dairesi 2018/7315 E. , 2020/7672 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, vekil edenine ait 117 ada 56 parsel sayılı taşınmazda vekil edeninin rıza ve muvafakati olmaksızın davalının ikamet ettiğini açıklayarak, haksız elatmanın önlenmesi ile şimdilik 250,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tamamının davacıya ait olmadığı, başka paydaşlarının da bulunduğu, davacı vekilinin eldeki davayı tek başına açamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, 117 ada 56 parsel sayılı, 4.472,40 m2 alanlı, kavaklık vasıflı taşınmazın 1/4 hissesinin davacıya, bakiye hissenin dava dışı kişilere ait olduğu, davalının taşınmazda hissesinin bulunmadığı, sözkonusu taşınmaz üzerinde bulunan binada davalının ikamet ettiği iddiası ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu"nun 688 ve devamı maddelerinde paylı mülkiyete ilişkin yasal düzenlemelere yer verilmiştir. Kanun"un 688/3. maddesi "paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur." 689/2 bent ""Eşyayı bir zarar tehlikesinden veya zararın artmasından korumak için derhal alınması gereken önlemleri bütün paydaşlar hesabına almak" hükmünü içermektedir. Buna göre, davacı, kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmayan davalı aleyhine elatmanın önlenmesi ve kendi payına yönelik olarak da ecrimisil istemli davayı tek başına açabileceğinden, Mahkemece, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.