16. Ceza Dairesi Esas No: 2016/2939 Karar No: 2016/3302 Karar Tarihi: 13.05.2016
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2939 Esas 2016/3302 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan yargılanan sanıklardan ikisi TCK'nın 282/1, 52/2, 53, 54. maddeleri uyarınca suçlu bulunarak mahkum edilirken, diğerleri ise beraat etti. Hazine vekilinin temyiz talebi reddedildi. Ancak, suç tarihi itibariyle 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun'da düzenlenen suçun zaman aşımı süresi 15 yıl iken, daha sonra suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun TCK'nın 282. maddesinde yer aldığı ve cezanın üst sınırının 5 yıl olduğu belirlendi. Bu nedenle zamanaşımı süresi dolduğu için davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği ancak yargılamaya devam edildiği için hükmün bozulduğu ve sanıklar hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şunlardır: 4208 sayılı Kanunun 7 ve 8. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nın 282/1, 66/1 ve 67. maddeleri, 5549 sayılı Kanunun 26. maddesi, ve 5918 sayılı Kanunun 5. maddesi.
16. Ceza Dairesi 2016/2939 E. , 2016/3302 K. "İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama Hüküm : Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında beraat, Sanıklar ... ..., ..., ... hakkında TCK"nın 282/1, 52/2, 53, 54. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Hazine vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde; Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun niteliği itibariyle somut olayda suçtan doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan Hazine"nin davaya katılmasına karar verilmesi, hukuki değerden yoksun olup hükmü temyize hak vermeyeceğinden, hazine vekilinin atılı suçtan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Sanıklar ve sanık müdafilerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde ise; Sanıklara atılı bulunan “Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” suçunun suç tarihi itibariyle 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanunun 7. maddesinde düzenlendiği, yine aynı Kanunun 8. maddesinde bu suça ilişkin zamanaşımı süresinin 15 yıl olarak belirtildiği, daha sonradan suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 282. maddesinde yer verilmesi üzerine 18.10.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki Kanunun 26. maddesi ile 4208 sayılı Kanunun 7 ve 8. maddelerinin yürürlükten kaldırıldığı, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun düzenlendiği TCK"nın 282. maddesinin, 26.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilmeden önceki ilk halinde; “cezanın üst haddinin 5 yıl” olarak düzenlendiği, bu kapsamda TCK"nın 282. maddesinin, 26.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilmeden önceki ilk halinin sanıkların lehine olduğunun anlaşılması ve öngörülen cezanın süresi dikkate alındığında 5237 sayılı TCK 66/1 ve 67. maddelerinde belirlenen 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı sürelerinin, suç ve karar tarihleri arasında gerçekleştiği gözetilerek zamanaşımı sebebiyle davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanıklar ve sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden CMUK"nın 322. maddesine istinaden sanıklar hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 13.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.