6. Ceza Dairesi 2018/2124 E. , 2020/922 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/05/2018 tarihli kenar yazısı ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Hükümlü ... hakkında kurulan hükme karşı yapılan temyiz itirazının incelenmesinde;
Ceza Genel Kurulunun 18.03.2008 günlü, 2008/9-7-56 ve 13.05.2008 günlü, 2008/10-101-113 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, "Kendisine zorunlu savunman atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda, zorunlu savunmana yapılan tefhim veya tebliğ kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmaz. Bu durumda zorunlu savunman velev ki sanığın lehine gibi görünen bazı işlemler yapmış olsa; örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa dahi, hükmün sanığın kendisine de tebliğ edilmesi ve sanık tarafından temyiz dilekçesinin verilmesi halinde, temyiz isteminin kabul edilmesi gerektiğinin" anlaşılması karşısında; Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2004 günlü hükmünün, hükümlü ..."nin sanık sıfatıyla yargılandığı oturumda bulunan zorunlu savunmanı tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği, ilk hükmün Dairemizin 26.10.2004 tarihli ilamı ile onandığı ve hükmün kesinleştiği, hükmün kesinleşmesi ile savunmanlık ilişkisinin sona erdiği,
Hükümlü ..."nin, hakkında sonraki yapılan uyarlama yargılamasında savunmanın temyizinden haberdar olduğuna dair bilginin dosyaya yansımadığı, adı geçen hükümlüye savunmanın temyizine muvafakatı olup olmadığı, temyize onayı olduğuna ilişkin bir belge ibraz etmediği takdirde temyizden vazgeçmiş sayılacağına ilişkin ihtarat içeren tebliğin 10.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak hükümlünün, savunmanının temyizine onay verdiğine ya da kararı kendisinin temyiz ettiğine ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediği, bu nedenle hükümlü savunmanının temyize yetkisi olmadığı anlaşıldığından, bu konudaki temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II- Hükümlü ... hakkında kurulan hükme karşı yapılan temyiz itirazının incelenmesine gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Mağdur ..."ya karşı yağma eyleminin gece vakti birden fazla kişiyle ve silahla gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında; hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK"nin 149. maddesinin 1. fıkrasının (a-c) bendlerinin yanı sıra (h) bendi ile de uygulama yapılması, aynı Kanunun 61. maddesi uyarınca temel cezanın buna göre belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2- 5237 sayılı TCK"nin 150. maddesinin 2. fıkrasındaki "Malın değerinin azlığı" kavramının, 765 sayılı TCK"nin 522. maddesindeki hafif ve pek hafif ölçütleriyle, her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlamak dışında benzerliği bulunmadığı, "Değerin azlığı"nın 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, Yasa Koyucunun amacı ve suçun işleniş biçimi, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastı da gözetilmek suretiyle, daha çoğunu alabilme olanağı varken, yalnızca gereksinimi kadar, değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, yasal ve gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği; somut olayda hükümlü ..."ın temyiz dışı diğer hükümlü ... ile mağdurun üzerinde parası olup olmadığını sorduktan sonra silah tevcih ederek ceplerini arayıp 100 TL parasını aldıklarının anlaşılması karşısında; koşulları oluşmadığı hâlde 5237 sayılı TCK"nin 150/2. maddesiyle cezadan indirim yapılması,
Uygulamaya göre;
Hükümlü hakkında 10 yıl hapis cezasından 5237 sayılı TCK"nin 150/2. maddesi uyarınca 1/2 oranında indirim yapılırken cezanın 5 yıl yerine 5 yıl 6 ay olarak belirlenmesi,
3- İnfazı kısıtlar şekilde hükümlü hakkında verilen hapis cezasının infazının 647 sayılı Yasa hükümlerine göre çektirilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 27/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.