Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2564
Karar No: 2017/2029
Karar Tarihi: 13.02.2017

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/2564 Esas 2017/2029 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/2564 E.  ,  2017/2029 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Davacı vekili, davacının davalı ... ve ona bağlı ... Genel Müdürlüğü’nün ihtiyacı olan personelin davalı ... A.Ş. tarafından karşılandığını, müvekkilinin de uzun süre önce bu şekilde işe alınıp kadrosu ... A.Ş.’de görülmesine rağmen gerçekte ... Genel Müdürlüğü’ nün ulaşım araçlarında hat şoförü olarak çalıştığını, ... A.Ş. ile ... Genel Müdürlüğü arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunu iddia ederek ... A.Ş. ile diğer davalılar ... ve ... Genel Müdürlüğü arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespiti ile müvekkilinin baştan itibaren ... ve ... Genel Müdürlüğü"nün işçisi sayılmasını, müvekkilinin işe başlama tarihinden itibaren ... Genel Müdürlüğü"nün işçilerine ödediği ilave tediye ile ücret ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ikramiye, gece çalışma ücreti, fazla çalışma ücret fark ve ulusal bayram genel tatil ücret farkı, hafta tatili ücret farkı, vardiya tazminatı farkı, iş güçlüğü ve sorumluluk tazminatı farkı, teşvik primi farkı, bayram yardımı farkı, giyim, süt, yoğurt, temizlik yardımı farkı, yemek, yakacak, akıllı kart ve öğrenim ücreti farkı alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, muvazaalı ilişki nedeniyle davacının baştan itibaren ... ve ... Genel Müdürlüğü işçisi sayıldığının tespitine, farklı sendikaya üye olunması nedeniyle fark alacak talebinin reddine, ilave tediye alacağının davalılar ... ve ... Genel Müdürlüğünden müştereken tahsiline karar verilmiştir.
    Karar, tarafların temyizi üzerine (Kapatılan) 7. Hukuk Daresinin, 22.05.2015 tarih, 2015/4863 esas-2015/9703 karar sayılı ilamı ile; "2-Bilirkişi ilave tediye hesaplamasını yaparken dosyaya sadece 2013 yılına ilişkin bazı ücret bordroları ibraz edildiğinden, tüm bordrolar bulunmadığından, ibraz olunan bordrolardaki ücret asgari ücrete oranlarak bilinmeyen dönem açısından muhtemel ücreti üzerinden ilave tediye alacağını hesaplanmıştır.
    Davalı işyerinin tüm ödemelerinin kayda dayalı olması gerektiği, bu durumda bilinmeyen dönem ücretinden sözedilemeyeceği, Mahkemece eksik kayıtlar getirilerek usulü kazanılmış hakka da dikkat edilerek kayıtlardaki ücret üzerinden ilave tediye alacağının hesaplanması ve bu miktarın karara esas alınması gerekliliği gözetilmeyerek eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
    Diğer yandan yasal ilave tediye alacağına yasal faiz yürütülmesi gerektiği dikkate alınmadan taleple bağlı kalarak en yüksek mevduat faizini geçmemek üzere yasal faiz yürütülmesi yerine en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
    3-Davalı ... Belediye Başkanlığı’nın temyizi yönünden;
    ... İzmir’de ulaşım hizmetlerinin ... tarafından yerine getirilmesi nedeniyle davacının husumette yanılarak davayı ... Genel Müdürlüğü yanında ...’ne de yönelttiği, hasımda yanılmanın kabul edilebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla ... hakkındaki davanın reddi gerektiği ayrıca yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği dikkate alınmalıdır.
    ... hakkında açılan davanın husumetten reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir." gerekçeleri ile bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, bordrolar esas alınarak hesaplanan ilave tediye alacağının davalılar ... Genel Müdürlüğü ve ... A.Ş."den müştereken ve müteselsilen tahsiline, ... yönünden açılan davanın husumet yokluğu sebebi ile reddine, bozma kapsamı dışında bırakılan alacak kalemlerinin reddine karar verilmiştir.
    Karar, süresi içerisinde davalılar ... Genel Müdürlüğü ve ... A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 gün ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı kararından dönmesi mümkündür.
    6772 sayılı Kanun Ek 1. Maddesine göre “Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını (hafta ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir.” Ek Madde 2’ye göre ise “6772 sayılı Kanun kapsamı dışında kalan işyerlerinde çalışan işçilere toplu iş sözleşmeleri ile en çok dört, münhasıran yer altında çalışan işçilere en çok beş ikramiye ödenebilir.” hükmü getirilmiştir. Davalı işyeri 6772 sayılı Yasa kapsamında kaldığından, davacıya yılda dört tam maaş tutarında ikramiye verilmesi mümkün değildir. Davacıya 6772 sayılı Kanun gereği elliiki günlük ve toplu iş sözleşmesi gereği de en fazla iki maaş tutarında yevmiye verilebileceğinden toplamda yılda yüzoniki günlük ikramiye ödenmesi gerekir.
    Bu kapsamda, muvazaalı ilişki nedeniyle davacının baştan itibaren ... ... Genel Müdürlüğünün işçisi sayıldığının tespitine karar verilmesinden sonra, davalı işyeri 6772 sayılı Kanun kapsamında kaldığından, davacının 6772 sayılı Kanun gereği ilave tediyeye hak kazandığı konusunda şüphe bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 22.05.2015 tarih, 2015/4863 esas-2015/9703 karar sayılı bozma ilamının ilave tediye alacağına ilişkin( 2 )numaralı bendinin, 6772 sayılı Kanun Ek 1. Maddesi değerlendirilmeden verildiği ve bu yönünün maddi hataya dayandığı anlaşıldığından, bozma ilamının (2) nolu bendinin ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre davalılar ... Genel Müdürlüğü ve ... A.Ş."nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davalı ... A.Ş. işyerinde işçilere yılda yüzoniki günlük ücret tutarında ikramiye verildiğini iddia etmiştir. Yürülükte bulunan ... Genel İş Sendikası ile ... A.Ş. arasındaki Toplu İş Sözleşmesi 40. maddesinde Mart, Haziran Eylül aylarında otuzar günlük ve Aralık ayında yirmiiki gün ikramiye ödemesinin ilgili ayın ücretlerine ilave edilerek ödeneceği düzenlemesi mevcuttur. Bordrolarda yılda yüzoniki gün yevmiye tutarında ikramiye ödendiği (60+52 akdi ikramiye ve yasal ilave tediyenin tamamının ödendiği) anlaşıldığından, anılan alacağın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.
    3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 22. maddesinde: "İhtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davalar ister ayrı dava konusu yapılsın, ister bir davada birleştirilsin toplamda kırk dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine, toplamda yüz dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %70’i oranında avukatlık ücretine, toplamda ikiyüzelli dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %60’ı oranında avukatlık ücretine, toplamda ikiyüzelliden fazla açılan seri davalada her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %40’ı oranında avukatlık ücretine hükmedilir. Duruşmalı işlerde bu şekilde avukatlık ücretine hükmedilmesi için dosyaya ilişkin tüm duruşmaların aynı gün aynı mahkemede yapılması gerekir" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Mahkemece, davacı yararına taktir edilen vekalet ücreti miktarının anılan düzenleme doğrultusunda değerlendirme yapılarak belirlenmesi gerekirken bu hususa dikkat edilmemiş olması; ayrıca davalılar lehine taktir edilen vekalet ücretinin, ( 3) numaralı bozma ilamı doğrultusunda, davalı ... ayrık tutularak hükmedildiğinin açıklanmamış olması hatalıdır.
    4-Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Kabule göre de, bozmaya konu olan hükümde davalı ... A.Ş. ilave tediye alacağından sorumlu tutulmamış ve bu konuda bir bozma yapılmamıştır. Anılan davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak sebebi ile bozma sonrasında ... AŞ" nin, hüküm altına alınan ilave tediyeden sorumlu tutulması hatalıdır.
    Yine, mahkemece verilen ilk karar davalılar temyizi yönünden bozulmuş olmakla, bozma sonrasında yapılan yargılama sonucunda, daha yüksek miktarda ilave tediyenin hüküm altına alınması davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi