22. Hukuk Dairesi 2017/297 E. , 2017/2026 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı ile davalı aralarındaki dava hakkında Zonguldak 2. İş Mahkemesinden verilen 22.03.2016 tarihli ve 2015/770 esas 2016/390 karar sayılı kararının, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 04.10.2016 tarihli ve 2016/30712 esas, 2016/15545 karar sayılı ilamıyla ONANMASINA karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 04.10.2016 tarihli ve 2016/30712 esas, 2016/15545 karar sayılı onama kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği ileri sürülerek kararın ortadan kaldırılması talep olunmuştur.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 04.10.2016 tarihli ve 2016/30712 esas, 2016/15545 karar sayılı ilamıyla, dosyadaki yazılara, hükmün Dairece de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiş ise de, halefiyet kuralı göz önüne alınarak yeniden yapılan incelemede; taraflar arasındaki uyuşmazlığın işçi işveren ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmakla, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen onama kararının maddi hataya dayandığı sonucuna varıldığından ortadan kaldırılmasına karar verildi, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı işyerinde çalışmakta iken emekli olan ... arasında 21.12.2011 tarihinde temlikname imzalandığını, bu temliknameye göre ..."nın adına tahakkuk edecek olan ikramiyelerinin tamamı ile emekli olması dahilinde kalan kısmının kıdem tazminatından kesilip ödenmesi kaydı ile alacağı bulunan 90.000,00 TL"nin Borçlar Kanunu"nun 162. maddesi gereğince davacıya devir ve temlik ettiğini belirterek, Borçlar Kanunu"nun 100. maddesine göre hesaplama yapılması kaydı ile, müvekkiline devredilen kıdem tazminatı ve gecikme zammı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; zamanaşımı def"inde bulunmuş, davalı işyerinde işçi olarak çalışmış bulunan ..."nın iş bu davanın davacısına çalışmasından doğan işçilik alacaklarını temlik etmiş olduğunu, temlik edilen miktarın davacıya ödendiğini, davacının son olarak 22.01.2015 tarihinde alacağını aldığını, sonrasında dilekçe vererek sadece faiz hakkını saklı tuttuğunu; ancak Borçlar Kanunu"nun 100. maddesi gereğince alacaklarının tahsilini talep etmemiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller çerçevesinde, gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık, iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesine göre iş mahkemelerinin görevi, 4857 sayılı Kanun"a göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanun"a dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesidir.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, davacı ... ile davalı işyerinde çalışmakta iken emekli olan ... arasında 21.12.2011 tarihinde temlikname imzalanmıştır. Söz konusu temliknameye göre; ... tarafından, emekli olması dahilinde kalan kısmı kıdem tazminatından kesilip ödenmesi kaydı ile adına tahakkuk edecek olan ikramiyelerinin tamamı Borçlar Kanunu"nun 162. maddesi gereğince davacıya devir ve temlik edilmiştir. Davaya konu istek; temliknameye dayalı olarak edinilen işçilik alacağının tahsiline ilişkindir.
Alacağı temlik eden ve temlik alan arasındaki halefiyet kuralı göz önüne alındığında; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesinde sözü edilen uyuşmazlığın, alacağı temlik eden dava dışı işçi ile işveren arasında iş sözleşmesinden ve aynı zamanda 4857 sayılı İş Kanunu"na dayanan işçilik alacağından doğduğu, temlikname ile alacağı temlik alan davacıya sirayet ettiği; başka bir ifadeyle uyuşmazlığın taraflarının yine işçi - işveren olduğu ve değişmediği anlaşılmaktadır. Buna göre uyuşmazlığın çözüm yeri; yukarıda açıklanan hukuki olgular dikkate alındığında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 2. maddesi gereğince genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olmayıp İş Mahkemesidir. Bu sebeple, mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.