5. Hukuk Dairesi 2020/8023 E. , 2021/1941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava dilekçesinde, davalılarında 9 nolu dairenin maliki olup, yaptırdıkları tadilat sırasında iki odayı birleştirmek amacıyla ana taşıyıcı kolonun tamamen kesilerek ortadan kaldırıldıklarını, Belediye İmar Müdürlüğü Yapı Kontrol Şefliğinin 26/01/2011 tarihinde binayı tahliye ederek mühürlediklerini, davacı , eşi ve üç çocuğunun uzun yıllardır yaşadıkları evi apar topar boşaltmak zorunda kaldıklarını, kiralık eve taşındıklarını, maddi ve manevi büyük zarara uğradıklarını, KMK 19. Madde gereğince davalıların zarardan sorumlu olduklarını, inşat bedeli olarak şimdilik 5000 TL tahliye tarihi olan 26/01/2011 tarihinden dava tarihine kadar şimdilik 1000 TL, taşınma bedeli olarak 750 TL, manevi tazminat olarak 20.000 TL talep ettiklerini, davalıların ödedikleri 5000 TL"nin tenzilini talep ettiklerini, kira bedellerinin o ayın 1. Gününden itibaren kademeli olarak işleyecek yasal faizi diğer taleplerin ise 26/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili istenilmiştir.
Mahkemece 26/06/2014 tarih, 2012/994 Esas 2014/472 Karar sayılı kararı ile maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebine ilişkin olarak ise mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesi"nin 04/06/2015 tarih, 2014/20141 Esas 2015/9417 Karar sayılı ilamı ile “ Söz konusu “sulh ve ibra protokolü” başlıklı sözleşmede ise; taraflarının tüm kat malikleri olduğu, sözleşmenin 1. maddesinde; Apartmanın 9 nolu bağımsız bölümünde kat malikinin 16.01.2011 tarihinde taşıyıcı kolonlardan 1 tanesini kat maliklerden hiç bir izin almaksızın kırmış olması nedeniyle binanın mevcut haliyle Kadıköy Belediyesince tahliyesine karar verildiği, apartmandaki kat malikleri ve kiracıların mağduriyetine sebep olduğu, öncelikle 9 numaralı kat maliki bu olay sebebiyle mağduriyetlerine karşılık 80.000,00 TL kat maliklerine ve kiracılara kayıtsız ve şartsız ödemeyi kabul ettiği ve bu sözleşmenin imzasıyla birlikte herkes hissesine düşen oranda tahsil ettiği belirtilmiş, yine sözleşmenin 2. madesinde binanın mevcut durum itibariyle güçlendirilmesi ve güçlendirildikten sonra oturma izni ve güvenli emniyetli oturma konusunda tereddütler hâsıl olması nedeniyle tüm kat malikleri olarak
güçlendirilme değil yıkılıp yeniden yapılması noktasında görüş birliğine varıldığı ve 9 nolu kat malikinin diğer kat maliki ve kiracılara toplam 80.000.00 TL"yi ödemesinden sonra bütün hak sahipleri tüm maddi ve manevi, cezai şikâyet haklarından feragat etmiş olacakları belirtilmiş olup ilgili sözleşme kat maliklerince imzalanmıştır. Söz konusu toplantıya davacı katıldığı, adı geçen “sulh ve ibra protokolü” başlıklı sözleşmenin de davacı tarafından imzalandığı, bu konuda itilafın bulunmadığı, protokolün geçersizliğinin de taraflarca ileri sürülmediği, protokol gereğince 9 nolu kat maliki tarafından davacının hissesine düşen 5.000,00 TL nin de ödendiği, taraflarca bu konuda da bir itilafın bulunmadığı dikkate alındığında, protokol doğrultusunda zararın karşılandığı gerekçesi ile davanın reddi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelere davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden” bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebi hakkında verilen görevsizlik kararının kesinleştiğinden bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve gereği yerine getirilerek, taraflar arasında imzalanan sulh ve ibra protokolünün değerlendirilerek, yazılı olduğu şekilde maddi tazminat talebine ilişkin davanın reddine, manevi tazminat talebine ilişkin görevsizlik kararı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.