11. Hukuk Dairesi 2015/4722 E. , 2016/582 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/09/2013 gün ve 2012/95-2013/161 sayılı kararı onayan Daire’nin 25/11/2014 gün ve 2013/18329-2014/18345 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin muhasebe ve finansman müdürü sıfatı ile görev yapan ...."un 2007 yılı sonunda yetkilerine son verildiğini, kararın davalı bankaya yazılı olarak bildirildiğini, 18.01.2008 tarihinde davalı bankanın ... Şubesi"nde bulunan kredili mevduat hesabından kredi kullanmak isteyen davacının, kredi limitinin dolu olduğunun öğrenildiğini, araştırıldığında eski çalışanı ..."un şirket yetkililerinin imzalarını taklit etmek ve sahte talimatlar fakslamak suretiyle, yüksek bedellerde para çektiğinin, sahte talimat faksları ile mevduat ve kredi hesaplarından ... veya ... tarafından çekilen paraların çoğu kez aynı gün ve aynı anda davalı bankanın aynı şubesinden, işbirliği halinde oldukları tahmin edilen kişilerin hesaplarına aktarıldığının belirlendiğini, ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından hüküm verildiğini, davalı banka çalışanlarının ağır ihmal ve kusurunun bulunduğunu, talimat asıllarının istenmediğini, sahte imzalarının çoğunun müşteri imza sirküleri ile karşılaştırıldığında ayırt edilebileceğini, talimatlar üzerinde rakamlarla elle oynamalar yapıldığını, ..."un yetkilerinin kaldırıldığını bildirilmesine rağmen sahte talimatlarla yüksek bedelde paranın zimmetine geçirilmesine izin verildiğini ileri sürerek, 10.000,00 TL maddi tazminatın tahsilini istemiş, daha sonra 09.05.2012 tarihli dilekçesi ile istemini artırmıştır.
Davalı vekili, müvekkili bankanın yapmış olduğu işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın zamanaşımı, usul ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı banka tarafından yapılan işlemlerin, bankacılık kural ve teamüllerine uygun olduğu, taraflar arasında düzenlenen 20.04.2006 tarihli Kurumsal Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi"nin 13. maddesinde davacının bildireceği fakstan, bankaya gelecek her talimatın kendisinden gelmiş, yetkilileri tarafından imzalanmış sayılacağının kararlaştırıldığı, çekilecek talimatlar için her tür emniyet tedbirinin alınmasını sağlamayı kabul eden davacı şirket tarafından, kendi şirketlerinin yönetim kurulu üyesi ve finansman yetkilisi olarak görevli bulunan ..."un işlemlerinden haberdar olmadığını, ..."un şirket adına imza yetkisinin kaldırıldığının davalı bankaya bildirildiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin , 25.11.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 3,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 265,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak ..."ye gelir kaydedilmesine, 21/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.