18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/5778 Karar No: 2014/8275 Karar Tarihi: 05.05.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/5778 Esas 2014/8275 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkeme, davanın davalılar K.B. ve A.M. yönünden reddine, Antalya B.B. yönünden kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında yapılan incelemede, kamulaştırmasız el atmanın olmadığı ve idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-b ve 115/2. maddelerine göre bu karar verilirken, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun ilgili maddelerinin ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin detaylı olarak göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmektedir.
18. Hukuk Dairesi 2014/5778 E. , 2014/8275 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 06/06/2013 NUMARASI : 2012/547-2013/202
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı K.. B.. ve A.. M.. yönünden husumetten reddine, Antalya B.. B.. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Antalya B.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece 09.11.2010 tarih 2010/435 E, 2010/327 K sayılı karar ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09.03.2010 tarih ve 2009/18735 E, 2010/3635 K sayılı bozma ilamı gereğince imar uygulaması nedeniyle şuyulandırma yapılarak Arapsuyu Mahallesi 750 parselin 20065 ada 1 ve 20066 ada 3 parsele gittiği davacıların murisine yeni oluşan imar parselinden pay verildiği düzenleme ortaklık payının yasal sınırlar dahilinde kesildiği bu durumda yeni oluşan parsellere el atılmadığı sabit olduğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09.07.2012 tarih ve 2012/10525 E 2012 /15309 K sayılı kararı ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Yapılan incelemede; dava konusu 750 parselin imar uygulaması ile şuyulandığı 20065 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 06.05.1998 tarihli imar uygulaması kapsamında oyun alanında (yapı yasağı olan su kaynağı koruma alanında) kaldığı ve fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır. Uygulama ve öğretide kamu idarelerinin, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemlerin idari işlem, görev ve yetki alanlarına giren konularda hukuka uygun olarak yaptığı fiiller ile bu görevleriyle ilgili hareketsiz kalmaları idari eylem olarak tanımlanmaktadır. Somut olayda idarenin icra yetkisini hukuka aykırı olarak kullanması olarak nitelendirilebilecek fiili el atma durumu söz konusu olmadığına göre, 3194 sayılı İmar Kanunu"nun ilgili maddeleri uyarınca tek yanlı idari işlemle düzenlenen imar planları ve bu planlara dayanılarak yapılan işlemlerin idari nitelik taşıdığı, söz konusu imar planlarının zamanında uygulamaya geçirilmemesi durumunun da idari eylem olarak kabulünün gerektiği kabul edilmektedir. Yukarıda açıklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılan davalarda, görev itirazında bulunulması ve olumlu görev uyuşmazlığı çıkması üzerine durum Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından değerlendirilmiş ve 09.04.2012 gün 2011/238E.–2012/63K. ve 2012/41 E- 2012/77 K. sayılı kararlarında fiili el atmanın bulunmadığı durumlarda idari yargı yerinin görevli bulunduğuna oybirliği ile karar verilmiştir. Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesi 10. fıkrasında da “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir. Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de mahkemelerin görevine ilişkin hususlar kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir ve görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu nedenle; davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.