14. Hukuk Dairesi 2016/5842 E. , 2016/10174 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 25.12.2015 gün ve 2015/3854 Esas, 2015/10174 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nın 605/2 maddesi gereğince terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 25.12.2015 tarihli 2015/3853 Esas 2015/12084 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
TMK"nın 605/2 maddesine dayanan mirasın reddi istemi süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi, ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2).
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorularak, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olaya gelince; muris ..."in sağlığında şirket müdürü olarak çalıştığı iddia edilmekte ise de mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma yapılmadığı, murisin ölüm tarihi itibariyle ekonomik ve sosyal durumunun tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, ilgili banka müdürlüklerinden murisin ölüm tarihi itibariyle mevduat hesabının, hak ve alacağının olup olmadığı, ilgili trafik tescil şube müdürlüğünden muris adına kayıtlı araç bulunup bulunmadığı, ilgili vergi dairelerinden vergi borçlarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarları sorularak, zabıta marifetiyle de murisin sağlığında hangi işle uğraştığı, şirket müdürü olup olmadığı, ekonomik ve sosyal durumu ile alacak ve borçları araştırılarak terekesinin aktifi ve pasifi belirlendikten sonra terekenin borca batık olup olmadığının tespit edilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, TMK’nın 605. maddesi gereğince mirasın reddini talep edilebilmesi için Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca vekilin vekaletnamesinde mirasın reddi yetkisi bulunması gerekli olup dosya içerisindeki davacı vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddi davası açma yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 25.12.2015 tarihli 2015/3853 Esas 2015/12084 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıdaki gerekçeyle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.